| Kusura bakma beyim, burada kadınlar yada kızlar, yabancılara ismini vermezler. | Open Subtitles | المعذرة يا سيدي ولكن يوجد ناس لا يعطون أسماء النساء أو البنات إلى الغرباء ، إنه مخالف للعادات |
| Kötü adamlar çocuklar hediye vermezler. | Open Subtitles | لان الرجال السيئين لا يعطون الاولاد هدايا |
| Bu çocuklara yeteri kadar araba, telsiz, ekipman vermiyorlar. | Open Subtitles | اللعنة عليهم , إنهم لا يعطون الأسلحة والسيارات الكافية أو معدات أو أجهزة إرسال |
| Ruhsat vermiyorlar ki... Ama rüşvetini alıyorlar. | Open Subtitles | .. أنهم لا يعطون تصاريح لكنهم يأخذون الرشاوى |
| Bazıları sözcüklere benim verdiğim değeri vermez. | Open Subtitles | بعض الناس لا يعطون للكلمات حقها مثل ما أفعل أنا. |
| Tıp fakültesinde bu konuda bir ders vermemeleri oldukça tuhaf. Hey, hadi bu gece trende yeni tanışan yabancılar olalım. Tren mi? | Open Subtitles | من الغريب انهم لا يعطون محاضرات عن هذا في كلية الطب الليلة لنتظاهر اننا غريبان تقابلا علي متن قطار |
| Sitah adamlara asla nüfuz vermezler. | Open Subtitles | إنهم لا يعطون الرجل الاسود الصلاحية أبدا |
| Yakıtın bitti diye sana madalya vermezler, biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أتعلم , أنهم لا يعطون أوسمة على نفاد الوقود |
| Kızlar öyle herkese balkabaklarını vermezler. | Open Subtitles | أترى,الفتيات لا يعطون قرعهم لأي شخص فحسب |
| Kasaba başkanlarına neden gizli servis vermezler ki? | Open Subtitles | لماذا لا يعطون بلدة صغيرة خدمة سرية العمدة ؟ |
| - Bunu yapmana izin vermezler, hayatım. | Open Subtitles | أنهم لا يعطون مقدم هنا,يا عزيزتى |
| Çocuklarımıza buraya gelmenin aslında, ...tam olarak ne olduğuna dair hiç bir fikir vermiyorlar. | Open Subtitles | لا يعطون طفلك أيه فكرة مهما كانت.. عمّا سيصبح لكي ينطلق فعليًا |
| Bekar kadınlara kredi vermiyorlar, biri daha imzalamalı. | Open Subtitles | انهم لا يعطون قروض لامرأة عاذبة احتاج لشريك للتوقيع معي |
| Evli olmayan çiftlere oda vermiyorlar. | Open Subtitles | لا يعطون غرفا لثنائي إلا إذا كانا متزوجان |
| Sebep ne olursa olsun hiç kimseye hiçbir şey vermiyorlar. | Open Subtitles | -إنهم يحبسون المعلومات كافة. لا يعطون أحداً شيئاً لأي سبب كان. |
| Oh, bu yaka kartlarını korkaklara vermiyorlar Debbie. | Open Subtitles | لا يعطون بطاقات الهوية للجبناء يا ديبي |
| Çünkü davacılar, adam öldürme davasında dokunulmazlık vermez. | Open Subtitles | لأن المدّعين لا يعطون حصانة في جريمة قتل. |
| Çoğu çift birbirine bizim verdiğimiz özgürlüğü vermez. | Open Subtitles | معظم الثنائيات لا يعطون بعضهم البعض هذه الحرية مثلنا |
| İnsan, arkadaşına pis işte kullanılmış silah vermez. | Open Subtitles | حسنا، كما تعلمين، والأصدقاء لا يعطون أصدقائهم الاخرين المسدسات القذرة. |
| Baksana yılın yalancısı ödülünü vermemeleri çok yazık. | Open Subtitles | ...إنه أمر مؤسف أنهم لا يعطون جائزة أفضل مدقق بالحسابات للعام |