| Nano Ülkesi'ndeki suyla kıyaslanamaz bile. | Open Subtitles | . إن هذا الماء لا يقارن بالماء الموجود في بلاد النانو |
| Orada harcayacağım para, seninle vergi işlerini hallederken hayatta kalmak için ota harcayacağım parayla kıyaslanamaz bile. | Open Subtitles | كمية المال الذي سأنفقه هناك لا يقارن بكمية المال الذي سأنفقه لشراء الحشيش الذي سيساعدني على تسديد الضرائب معك. |
| Acı masada kalma riskinin yanında hiçbir şey. | Open Subtitles | و هو أمر لا يقارن بم ستواجهه على الطاولة |
| Demeye çalıştığım, bu hiçbir şeydi. Oğluma veda etmenin zorluğu yanında hiçbir şey. | Open Subtitles | ما أحاول قوله أنّه كان لا يقارن بتوديع ابني |
| Chaplin emsalsiz olduğu için mi? | Open Subtitles | الأن شابلن لا يقارن ؟ |
| Kötü bir uyuşturucu yolculuğu "Ladder"'ın etkisi yanında hiç kalır. | Open Subtitles | ، حتى الرحلة السيئة، وصدقني ، كان لدي نصيبي لكن لا يقارن إلى غضب السلّم |
| İnsanlara ne yaparlarsa yapsınlar sen ve benim gibi hainlere yaptıklarıyla kıyaslanmaz. | Open Subtitles | أيّاً يكن ما سيفعلونه بالبشر، فهو لا يقارن بما سيفعلوه للخائنين مثلي و مثلك |
| Bu, babamın çocukken bize yaptırdıklarıyla kıyaslanamaz bile. | Open Subtitles | - أجل هذا لا يقارن بما... فعله بنا والدي عندما كنا صغاراً |
| Senin ilk aşkınla kıyaslanamaz bile. | Open Subtitles | و هذا لا يقارن بحبك الاول |
| Ama senin yaptığınla kıyaslanamaz bile. | Open Subtitles | لكنه لا يقارن بما فعلته الأن |
| - Trish'in yaşadığı şeyle kıyaslanamaz bile. | Open Subtitles | (لا يقارن بما تعانيه ( تريش |
| Harika zaman tutuyorsun, ama o az evvel kapıyı açık bıraktığı için ettiğimiz kavganın yanında hiçbir şey. | Open Subtitles | تحفظين الوقت جيّداً، لكن هذا لا يقارن بالشجار حول تركه الباب مفتوحاً. |
| Benimkinin yanında hiçbir şey ama muhtemelen birkaç gün dinlensen iyi olur. | Open Subtitles | لا يقارن بما مررت به، ولكن... يستحسن أن ترتاح ليومين |
| Soğuk algınlığı, Hugo'nun her gün yaşadıklarının yanında hiçbir şeydir diye düşünürdüm. | Open Subtitles | البرد لا يقارن عندما تفكر بما يقاصيه (هيوغو) كلّ يوم |
| Keaton emsalsiz olduğu için. | Open Subtitles | . لأن كيتون لا يقارن |
| Chaplin emsalsiz olduğu için mi? | Open Subtitles | الأن شابلن لا يقارن ؟ |
| Keaton emsalsiz olduğu için. | Open Subtitles | . لأن كيتون لا يقارن |
| Hayatımıza özenebilirsin Gaby ama seninkine nasıl özendiğimizi düşünürsen yanında hiç kalır. | Open Subtitles | ربماتحسدينحياتنايا" غابي"،ولكن.. هذا لا يقارن بحسدنا لحياتكِ |
| Merdivendekinin yanında hiç kalır. Ben temizlerim. | Open Subtitles | -هذا لا يقارن بما فعله في الدرج |
| Calvin, şu anda hissettiğin acı bana son üç yıldır yaşattıklarının yanında hiç kalır. | Open Subtitles | (كالفين)، مهما كان الألم الذي تشعر به حالياً، فهو لا يقارن بما جعلتني أمر به بالثلاثة أعوام الماضية، |
| Ama bunların hiç biri Shang Tsung'ın beni koyduğu durumla kıyaslanmaz. | Open Subtitles | و لكن هذا لا يقارن بالجحيم الذى وضعنى به (شانج سونج) |