"لا يكون" - Translation from Arabic to Turkish

    • olmadığı
        
    • olma
        
    • olamaz
        
    • olmayan
        
    • olmadığında
        
    • olmasa
        
    • olmayacak
        
    • olmaması
        
    • yoktur
        
    • olamıyor
        
    • olmadığını
        
    • olmamalı
        
    • olur
        
    • yapma
        
    • olmaz
        
    Tadı, kaloriferin altında ekşimiş portakal suyu gibi olmadığı sürece sorun yok. Open Subtitles سأرضى بأي شيء لا يكون مذاقه مثل عصير البرتقال المخمّر تحت اشعاع.
    Büyükbabanızın, hayatımızın bir parçası olma şansı vardı ve o olmamayı seçti. Open Subtitles اتيحت لجدك فرصة ليكون جزءً من عائلتنا ولقد اختار بأن لا يكون
    Hepsinden öte, doğaçlama sabit bir şey olamaz. TED في النهاية، الارتجال لا يكون دائمًا ثابتًا.
    Sadece müsait olmayan birine çok fazla gönül bağlamanı istemiyorum. Open Subtitles أنا فقط لا أريد أن تعجبوا بشخص لا يكون متاحاً
    Bu sayede bir şeylerin iyi olmasını sağlıyoruz, iyi olmadığında bile. TED هكذا يكون الأمر لا بأس به، حتى عندما لا يكون كذلك.
    Bu o, sinirli beyaz kaltağın siyah bir çocuğu kurtarmaya çalıştığı gafil avlamalı fantezilerden biri olmasa iyi olur. Open Subtitles من الافضل ان لا يكون هذا كأحد القصص غير الواقعية حيث تحاول المرأة البيضاء الرخيصة ان تنقذ طفلة سوداء
    Birinin yeğenini işe alınca adına ne denir bilmiyorum ama iş yok ve önümüzdeki üç ay süresince de yardımcı editöre ihtiyaç olmayacak. Open Subtitles أنا لا أعرف ما يطلق عليه عند توظيف شخص ما ابن شقيق, ولكن ليس هناك عمل, وسوف لا يكون هناك عمل آخر ل
    Senden bir şey istediğimde zamanın hiç uygun olmaması ne garip. Open Subtitles مرح ان لا يكون وقتًا مناسبًا أبدًا كلما احتجت منكى شئ
    - Belki ilaçları vardır. - Belki de hiçbir şeyleri yoktur. Open Subtitles ـ ربما لديهم العلاج ـ ربما لا يكون هناك اى شىء
    Kimsenin, kimin pis bir domuz olmadığı hakkında bir fikri yok mu? Open Subtitles ألدى أحد منك أي فكرة عن من لا يكون الخسيس الحقير بينكم؟
    Ben New Orleans'ta bir caz müzisyeniyim ve biri iyi olmadığı zaman anlarım. Open Subtitles انا عازف جاز في نيو اورليانز اعرف منظر الشخص عندما لا يكون بخير
    Sen olma evlat. Open Subtitles أرجو أن لا يكون الولد ، أرجو أن لا يكون الولد
    İyi değerlendir. Neden var olma ihtimali düşük birine bu vakti harcıyorsun? Open Subtitles اغتنمه، لمَ تضيّعه في البحث عن شخص قد لا يكون موجوداً؟
    Herkes benim gibi sabırlı olamaz! Open Subtitles قد لا يكون البعض صبورا كما كنت معه اليوم
    Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, beyin hesaba dayalıdır. TED ومن المفترض أن لا يكون ذلك مفاجئاً؛ فالدماغ في الأساس حسابي.
    Çünkü senin hiç alt yapın yoktu. Ne demek istediğimi anlıyor musun? Ortada kural olmadığında böyle oluyor işte. Open Subtitles لأن ليس لديكِ أي أساس ، أتدرين ما الذي أقصده هذا الذي يحدث عندما لا يكون لديك أي قوانين
    Karanlıktaki bir kişi yaygın olmasa da doğruları söylemeye istekli güvenli olmasa bile doğruları söylemeye hevesli ve bu yüzden çarmıha gerilen. Open Subtitles رجل واحد وحده في الظلام، و مستعد للحديث بصراحة عندما ليست شعبية، شخص واحد على استعداد لقول الحقيقة عندما لا يكون آمنا،
    Ama sizin aranızda böyle olmayacak: Aranızda büyük olmak isteyen, ötekilerin hizmetkârı olsun. Open Subtitles لكن قد لا يكون فرداً بينكم من سيكون الرئيس ، سيكون خادم للجميع
    Adaletsizlik olmaması için arazilerin kanun çerçevesinde iadesi gerekiyor. Open Subtitles يجب أن ترد الأراضى بالقانون حتى لا يكون هناك ظلم
    Umarım adamın çocukları yoktur. Ne kadar süredir devam ettiğini biliyor musun? Open Subtitles أتمنى بأن لا يكون لديه أصدقاء هل تعرفين منذ متى يحدث ذلك؟
    Atlamazsam mutlu olamıyor. - Yoksa burada olmazdım, inan. Open Subtitles هو لا يكون سعيد لو لم يفاجئنى لن أكون هنا لو لم يكن ذلك
    Ne zaman sorun olup, ne zaman olmadığını anlarım ben! Open Subtitles أعرف متى تكون هناك مشكله و عندما لا يكون هناك مشكله.
    Ve bu imkânsız olmamalı, çünkü insanlar birkaç bağlılık katmanına sahip olabilirler. TED وهذا قد لا يكون ممكناً لأن الناس لديهم العديد من طبقات الولاء.
    Bu sefer kesin bir atış yaptığına emin olsan iyi olur. Open Subtitles افضل ان لا يكون عندك شك حول اطلاق في الوقت ذاته
    Bunu yapma. Ateşlediğinde bir daha geri gelmez, geri gelmezler, Weps. Open Subtitles لا تفعل ذلك ، ما إن أطلقنا الصواريخ حتى لا يكون بإمكاننا التراجع
    Etrafta bir sürü erkeğin olduğu bir yerde yaşamak hoş olmaz mıydı? Open Subtitles لا يكون لطيفا للعيش حيث أن هناك الكثير من الرجال الآخرين حول؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more