"لا يمكنني الانتظار" - Translation from Arabic to Turkish

• sabırsızlanıyorum
• bekleyemem
• gözle
• bekleyemeyeceğim

Ayın 25'inde sizlere burayı göstermek... ve herkesle tanıştırmak için sabırsızlanıyorum.
لا يمكنني الانتظار حتى تاريخ 25 لأريكمكلشيءهنا .. وأعرفكم على الجميع

Benim çok katlı sinemamı açtığımda Joe'nun bacaklarındaki ifadeyi görmek için sabırsızlanıyorum.
لا يمكنني الانتظار لرؤية التعابير على ساقي جو عندما افتح المسرح المتعدد

Birazdan çıkacaklar. Açıklamayı duymak için sabırsızlanıyorum.
سيخرجون في أية لحظة لا يمكنني الانتظار لأسمع تفسيرهم

Başka çare yok ki. Pazar gününe kadar bekleyemem çünkü.
. ليس هناك طريقة أخرى . لا يمكنني الانتظار حتى يوم الأحد بالتأكيد

Daha fazla bekleyemem, sabırsızlanmaya başladı.
لا يمكنني الانتظار أكثر من ذلك لقد عيل صبره

Koronun bir sonraki gösterisi için sabırsızlanıyorum.
لا يمكنني الانتظار للأحد القادم لتفعل الفرقة ذلك مجدداً

Evimdeki kahveyi içmek için sabırsızlanıyorum.
لا يمكنني الانتظار حتى أعود للمنزل و أحتسي القهوة

Kafanı ezmek için kullanmaya sabırsızlanıyorum.
لا يمكنني الانتظار لاستخدامها في تحطيم جمجمتك

Danny ve Amanda ile tanışmak için sabırsızlanıyorum.
لا يمكنني الانتظار حتى أتعرف على دانى و أماندا

Bağlantını kestiklerini görmek için sabırsızlanıyorum.
لا يمكنني الانتظار حتى أقتلك أيّها القرد

Tanrım, üniversitede yararlı bilgileri öğreneceğini düşündükçe çok sabırsızlanıyorum!
يا الله ، لا يمكنني الانتظار حتى تضع ذلك العقل في شيء مفيدٍ في الكلية

Mitchell dayınıza, çok beğendiğinizi söylemek için sabırsızlanıyorum.
حسنا لا يمكنني الانتظار لإخبار خالك ميتشل انك تحبه

- Sonra bu esnek kitle pişiyor. - İştahla yemek için sabırsızlanıyorum.
و بعد ذلك يتم طبخ هذه الكتلة المرنة لا يمكنني الانتظار للحفر فيها

Yapabileceğim başka bir şey yok. Daha fazla bekleyemem.
لا يوجد شيء اخر استطيع فعله لا يمكنني الانتظار اكثر

Filmlerde olmak isterdim. Daha fazla bekleyemem.
أريد أن أكون في الفيلم لا يمكنني الانتظار أكثر

Daha fazla bekleyemem. Ne yapmalıyım?
لا يمكنني الانتظار ما الذي يفترض بي أن أفعله؟

O kadar bekleyemem.
لا يمكنني الانتظار كل هذا الوقت سأشتري لك واحدة بنفسي

Bende davet için kimi ayarladığımı görmenizi dört gözle bekliyorum
و لا يمكنني الانتظار حتى تريان من سأحضر للترفيه.

Ne yapıyorsun? Daha fazla bekleyemeyeceğim. Dans etmek ister misin?
ماذا تفعلين؟ لا يمكنني الانتظار أكثر. إذا، هل تريدين الرقص؟