"لا يمكنني تحمل" - Translation from Arabic to Turkish

    • dayanamıyorum
        
    • dayanamam
        
    • katlanamam
        
    • göze alamam
        
    • yetmez
        
    • izin veremem
        
    • tahammülüm yok
        
    • dayanamayacağım
        
    • tahammül edemem
        
    • buna katlanamıyorum
        
    • kaldıramıyorum
        
    Odalarında olan şu 2 yaşlı çantaya dayanamıyorum. Open Subtitles أنا لا يمكنني تحمل الكيستين المنفوختين في الشقة
    Peter, kıskançlığınla beni boğuyorsun. dayanamıyorum artık. Open Subtitles أنت تخنقي بــ غيرتك لا يمكنني تحمل ذلك أكثر
    Söyledim! Onunla konuşmalısınız. Ona bir şey olmasına dayanamam. Open Subtitles فعلت، يجب أن تتحدث إليها لا يمكنني تحمل حدوث شئ لها
    Zengin züppe erkeklere hiç katlanamam. Open Subtitles إنتظري لحظة لا يمكنني تحمل المتسكعين الأغنياء الذين يعتقدون أنهم يملكون كـ
    Son birkaç günde kaybettiğim onca şeyden sonra, ismimi de kaybetmeyi göze alamam. Open Subtitles مع كل ما خسرته في الأيام الأخيرة، لا يمكنني تحمل خسارة اسمي أيضاً
    Izzie, lütfen şunu kapat. Şu aptal müziğe dayanamıyorum. Open Subtitles إيز أرجوك أخفضي الصوت، لا يمكنني تحمل هذه الموسيقى الغبية.
    Artık dayanamıyorum. Evdeki her şeyi yiyor. Open Subtitles لا يمكنني تحمل هذا أكثر من ذلك لقد أكل كل شيء في منزلي
    Çünkü sevdiğim insandan ayrı kalmaya dayanamıyorum. Open Subtitles لانه لا يمكنني تحمل كوني بعيدا عن الشخص الذي احبه
    dayanamıyorum artık. Open Subtitles لا يمكنني تحمل هذا أكثر، لا أستطيع، أقصد،
    Yol boyunca kavganız sürmez umarım çünkü buna dayanamam. Open Subtitles من الأفضل أن لا نقوم بالشجار طوال الطريق على هذا الشء, يا رجل لأنه لا يمكنني تحمل ذلك
    Daha fazla dayanamam bir gün daha olmaz. Open Subtitles لا يمكنني تحمل الأمر بعد الآن لا يمكنني تحمل يوم واحد كبشري
    dayanamıyorum, asla dayanamam. Dünyada eksik kalmış bir iş var. Open Subtitles لا يمكنني تحمل ذلك ، لم أستطع ابدا هناك طرف خيط موجود في هذا العالم
    Ama bulunduğum bu durum için bana acımalarına katlanamam. Open Subtitles لكن لا يمكنني تحمل الشفقة لذا فسنقوم بذلك كما أقول
    Buna katlanamam. Ama kimseyi de öldüremem. Open Subtitles لا يمكنني تحمل ذلك ولكن لا يمكنني أن أقتل أي شخص
    O çocukları bir daha kaybetmeni göze alamam. Aylardır başımdaki en kötü bela oldular. Open Subtitles لا يمكنني تحمل فقدانهما مجدداً كانا من أولوياتي منذ أشهر
    Güven bana, yakalanmayı göze alamam. Open Subtitles ثق بي , لا يمكنني تحمل تبعات أن نضبط أكثر مما يمكنك
    Ayrıca, burada uzun süre kalmaya param da yetmez. Open Subtitles بالاضافة إلى انه لا يمكنني تحمل كلفة وجودي هنا لوقت طويل
    Polislerin, bir hiç uğruna evime girmesine izin veremem. Open Subtitles لا يمكنني تحمل دخول وخروج رجال الشرطة من منزلي على لا شيء
    Anne Endişelenme. ağlama seni üzgün görmeye tahammülüm yok Open Subtitles لا تقلقي يا أمي ، لا تبكي لا يمكنني تحمل رؤيتك حزينة
    - Evet, zır zır ağla böyle, şişko. Bu saçmalığa dayanamayacağım. Open Subtitles أجل , أبكي مثل العاهرة الصغيرة أيها السمين. لا يمكنني تحمل هذا الهراء.
    Bıktım artık. Daha fazla tahammül edemem. Open Subtitles لقد تعبت منها لا يمكنني تحمل المزيد أكثر
    Tanrım! Artık buna katlanamıyorum! Open Subtitles " ياالاهي , لا يمكنني تحمل المزيد من هذا "
    Kişisel olarak,artık bu kibirin ağırlığını kaldıramıyorum, hatta kesinliğin ağırlığını hiç kaldıramıyorum. TED شخصياً، لا يمكنني تحمل المزيد من ترف الغرور والاختيال، ناهيك عن ترف اليقين.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more