| Kötülük hiç bir zaman ölmediği için onlar da ölmez. | Open Subtitles | وبما أن الشر لا يموت أبداً فإنهم لن يموتوا كذالك |
| Bhaskar, sen ölmedin. Çünkü bir Bhaskar hiçbir zaman ölmez. | Open Subtitles | بسكار ، انت لم تمت لان بسكار لا يموت ابدا |
| Bu beyin ölümüne sebep oluyor, ama vücut hemen Ölmüyor. | Open Subtitles | قد يجعل الشخص ميتاَ دماغياَ لكن لا يموت فوراَ |
| Yeni planımız şu. Bugün kimse ölmeyecek. | Open Subtitles | خطة اللعبة الجديدة هي بأن لا يموت أحد آخر اليوم |
| - Bence parasının karşılığını aldı. - Adamın ölmemesi gerekiyordu. | Open Subtitles | ـ قلتُ بإنه يستحق الحصول على ماله ـ كان من المفترض أن لا يموت |
| Merhaba, "Asla Ölme". | Open Subtitles | أهلابـ"الذي لا يموت". |
| - ...cenazesinde giymiştim. - Klasikler asla ölmez şekerim. | Open Subtitles | القديم لا يموت يا عزيزتى أعتقد حان موعد إعادة ارتدائه |
| Buda der ki: "Süreklilik Cehennemi'nde olan kişi asla ölmez. Ölümsüzlük o cehennemdeki en büyük azaptır" | Open Subtitles | :يقول بوذا من يكون في الجحيم المستمر لا يموت أبداً طوال العمر هناك مشقّة كبيرة في الجحيم المستمر |
| Yani eninde sonunda seni terkedecekti. Rock'n Roll ise asla ölmez. | Open Subtitles | أقصـد أنهـا ستتركك في نهـاية المطـاف ، و الروك أند رول لا يموت أبـدا |
| Ve bu hak bütün tehlikelere karşı bizimdir çünkü insanlar boşu boşuna yaşamaz ve ölmez. | Open Subtitles | و هذا الحق هو حق مكتسب برغم كل التحديات لان الانسان لا يحيا و لا يموت عبثاً |
| ve biz, onun sözlerinin gerçeğe dönüştüğü, siyahi kadınların artık ölmediği, hep birlikte rahatça nefes alıp verebileceğimiz ana kadar Septima Clark'ın izinden yürüyeceğiz. | TED | إذن سوف.. سنواصل عمل سبتيما حتى تصبح كلماتها واقعًا، حتى لا يموت أي من النساء السود، وحتى يمكننا تنفس الهواء سويًّا. |
| Hasta ölmediği zaman, hep bu güzel bir bonustur. | Open Subtitles | حسناً , الأمر يكون رائعاً عندما لا يموت المريض |
| Ya kimsenin ölmediği bir plan yapsak nasıl olur? | Open Subtitles | ماذا عن وضع خطة؟ كي لا يموت أحداً, حسناً؟ |
| Bu olduğu zaman, her şeyiniz Ölmüyor. | Open Subtitles | عندما يحدث هذا الأمر ، لا يموت جسدكم كله |
| Onu her yıl yakıyorsunuz çünkü o hiçbir şekilde Ölmüyor. | Open Subtitles | أنتم تحرقونه كل سنه... لأنه لا يموت أبداً |
| Böylelikle sıtma yüzünden korkunç bir şekilde ölmeyecek. | Open Subtitles | حتى لا يموت بشكل مروع بسبب الملاريا |
| Aynı büyükbabamın söylediği gibi bu aşk asla ölmeyecek. | Open Subtitles | وكما كان جدى يقول الحب لا يموت أبداً |
| Şu anda bu adamın ameliyat masasında ölmemesi için dua etsen iyi olacak. | Open Subtitles | الآن , من الأفضل لك أن تدعو الله أن لا يموت هذا الشخص على الطاولة |
| Alo, "Asla Ölme"... | Open Subtitles | الو,"الذي لا يموت"... |
| Ne olur ölme! | Open Subtitles | من فضلك لا يموت. |
| İki ebeveynle büyüdün. Köpeğin hiç ölmedi. | Open Subtitles | لقد نشأت مع كلا والديكَ, وكلب الذى لا يموت |
| Neoliberalizme hoş geldiniz; hiç ölmeyen zombi doktrin, ne kadar geniş çapta çürütülmüş olsa da. | TED | أهلًا بكم في الليبرالية الجديدة، مذهب زوبي الذي يبدو أنه لا يموت أبدًا، ومع ذلك يفقد مصداقيته على نحو شامل. |
| Neden hala, birinin öldüğünde tek başına ölmediğini anlamıyorsunuz? | Open Subtitles | .. لما لا تفهمون بأنه عندما يموت المرء لا يموت لوحده |
| Yani gerçekten ölmeyeceğine göre. | Open Subtitles | إذن لا يموت النائم في حلمه.. |