| Kendim halletmek zorundaydım. Doktor bir süre yatakta kalmamı söyledi. | Open Subtitles | الدكتور قال انه ينبغى على ان ابقى فى الفراش لبرهه |
| Bu olursa bir süre öyle kalabilirim. | Open Subtitles | فى حاله حدوث ذلك قد اكون عالقه لبرهه من الوقت |
| bir saniye bastırdım sandım, ama hayır. | Open Subtitles | اعتقدت أنني ميت لبرهه لكن لابأس الآن |
| Everett, seninle bir saniye konuşabilir miyim? | Open Subtitles | إيفريت هل أستطيع أن أحدثك لبرهه |
| Amerikalı bir öğrenci bir dakikalığına beni görmek istiyor. | Open Subtitles | يوجد طالب امريكى يدرس القانون يرغب فى رؤيتى لبرهه |
| Onunla görüşmeme izin ver. Bir dakikalığına. | Open Subtitles | دعنى أتكلم معها لبرهه |
| Ve insanların bir süre senden nefret etmesi kaçınılmaz olacak. | Open Subtitles | ولسوء الحظ, الناس سيكروهنك لبرهه من الزمن |
| Ama belki bir süre Fransa'da görev yapsam, Sizin nazik yardımlarınızla öğrenebilirdim. | Open Subtitles | لكن ربما لو خدمت فى فرنسا لبرهه من الزمن كان ليمكننى ان اتعلم هذا بمساعدتك انا حائره . |
| Adam çok iyi. bir süre için parayı Hong Kong'da kaybettik. | Open Subtitles | هذا الشخص بارع "لقد فقدنا المال لبرهه في "هونغ كونع |
| Her neyse, sen bir süre uzak dursan iyi olur. | Open Subtitles | مهما يكن من الأفضل أن تبتعدي لبرهه |
| Bizi bir süre kovalamalarına izin vereceğiz. | Open Subtitles | سنجعلهم يطاردوننا لبرهه |
| Biraz gelsene. Hadi, bir saniye gel buraya. | Open Subtitles | تعالى هنا تعالى هنا لبرهه |
| bir saniye bekleyin olur mu? | Open Subtitles | انتظروني لبرهه, حسنا؟ |
| Seninle bir saniye konuşabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني التحدث إليك لبرهه ؟ |
| - bir saniye konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | - هل يمكنن ان اكلمك على انفراد لبرهه |
| Tamam, hoşçakal. Dur, dur. Bekle bir saniye. | Open Subtitles | حسناً, الى اللقاء انتظر لبرهه |
| Bir dakikalığına oturur musun? | Open Subtitles | لما لا تجلسيِ لبرهه ؟ |
| Korkarım bir dakikalığına sözünüzü keseceğim, Bay Moore. | Open Subtitles | اخشى ان على مقاطعتك لبرهه يا سيد (مور) |