| Vazoyu aldığın zaman evime götür ve onu aynı yerine koy. | Open Subtitles | عندما تحصل عليها, احضرها لبيتي وضعها في نفس المكان هاك المفاتيح |
| evime inzibatlar'dan bir ekip gönderir misiniz, hemen şimdi. Ne? | Open Subtitles | الو هنا القائد , فلترسلو لبيتي جنود عسكريين مع ضابط تحقيق |
| Tamam, Michael Jackson evime gelip, banyoyu kullanmadı. | Open Subtitles | حسنا, مايكل جاكسون لم تأتي لبيتي للإستخدام الحمام |
| Eve gittiğimde balık ve cipsimi yiyeceğim.. işte istediğim şey bu. | Open Subtitles | سأحضر السمك ورقائق البطاطا عندما أرجع لبيتي وهذا هو ما يعجبني |
| Şu an telefonlarıma bakmadığını biliyorum çünkü Betty için pek çıldırmıyorsun. | Open Subtitles | اعلم بأنك تتجاهل مكالماتي الآن . لأنه ليس لك مزاج لبيتي |
| evime döndüm, hak ettiğimi istiyorum. Bakmam gereken insanlar var. | Open Subtitles | عدت لبيتي وأريد أن أحصل على ما أستحق لدي حاجات لأشبعها |
| Biraz önce büyük anne evime geldi. | Open Subtitles | أتت جدتكم لبيتي منذ فترة بسيطة قليلة فقط |
| Biri evime gelip bana ateş etse, karşılığını veririm. | Open Subtitles | انة عندما يأتي شخص ما لبيتي ويطلق على النار سأطلق علية بالمثل |
| evime gelip, dostunum dediğinde hiçbir şeyden haberim olmadığını mı sandın? | Open Subtitles | كنت تعتقد اني ما ادري وش الهرجه؟ لما جيت لبيتي الساعه ثلاث العصر ولعنه تقولي اني خويك |
| Daha sonraları, o kadın haydut sıkça evime gelmeye başladı. | Open Subtitles | منذ ذلك الحين وتلك المجرم النسائي تأتي لبيتي في أغلب الأوقات |
| Sonra da buraya, güzel evime, hizmetçilerime... atlarıma geri döneceğim... | Open Subtitles | ثم سأعود مجدداً لبيتي الجميل, وخدمي, وأحصنتي ... ثم ماذا؟ |
| O zaman hokey maçi yapmak için arada bir benim evime gelmelisin. | Open Subtitles | عليك أن تأتي لبيتي لنلعب الهوكي في وقت ما |
| Adamları evime geldiler. Beni sokakta vurmak istediler. | Open Subtitles | جاء رجاله لبيتي حاولوا إطلاق النار علي في الشارع |
| İkiniz, bu akşam evime gelin. Yedi civarı. | Open Subtitles | انتما الاثنان, تعاليا لبيتي الليله حوالي الساعه السابعه |
| Bu biraz garip, ama Ernie benim evime taşınmaktan söz ediyordu. | Open Subtitles | هذا محرج قليلاً لكن ارني كان يتحدث عن الانتقال لبيتي وانا حسبتك.. |
| Güya çok "hassas" bir paketi evime getirip, bizzat bana iletmen gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض ان توصل طلبية حساسه جدا لبيتي |
| evime git, eşyaları toparla ve yüzünü topla, senaryoya çalış | Open Subtitles | حسناً ، بالنسبة لي ستذهب لبيتي كل الملاحظات ستجدها على الثلاجة ، ستذهب لمكان التصوير و تذهب لمكان وضع مساحيق التجميل |
| Eve gidip karımı ve ailemi göreceğim ve oraya tek başıma gideceğim! | Open Subtitles | أنا أرى أمور غريبة هنا أنا عائد لبيتي لرؤية زوجتي والعائلة هل هذا مفهوم؟ |
| Eve gidip karımı ve ailemi göreceğim ve oraya tek başıma gideceğim! | Open Subtitles | أنا عائد لبيتي لرؤية زوجتي والعائلة هل هذا مفهوم؟ أنا عائد للبيت وحدي |
| Bakın, ben sadece burayı atlatıp Eve gitmek istiyorum. | Open Subtitles | إنظر، جل ما أريده هو أن أظل حياً وأعود لبيتي |
| - Bana Betty'i ver - Parti bitti. Evine gitti. | Open Subtitles | دعيني أتحدث لبيتي الحفله أنتهت ، هي على الأرجح ذهبت للمنزل |
| Bu Evimin arka bahçesinde bir orman yaparken öğrendiğim bir şey. | TED | هذا شيء تعلمته عندما زرعت غابة في الساحة الخلفية لبيتي. |