| Doğru olamaz. Beni elinde tutmak için o vakit söylerdin bana... | Open Subtitles | كنتِ أخبرتني في الحال لتبقيني مُقَيَّداً |
| Beni ne diye çağırdınız yani, sadece göz önünde tutmak için mi? | Open Subtitles | -مِن أجل ماذا استدعيتِني؟ -فقط لتبقيني تحتَ ناظريكِ؟ |
| Beni burada tutmak için elinizde bir sebep yok. | Open Subtitles | ليس لديك سبب لتبقيني هنا |
| Soğuk Sibirya gecelerinde, tropik Toledo hatıraları beni sıcak tutacak. | Open Subtitles | ستكون لدي العديد من ذكريات "توليدو" لتبقيني دافئة . بليالي "سيبيريا" الباردة |
| Sana söyledim, Liv beni burada tutacak büyü için çalışıyor. | Open Subtitles | أخبرتك أن (ليف) تعمل على تعويذة لتبقيني هنا. |
| Beni tehlikeden korumak için yalan söylüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تكذبين لتبقيني بعيداً عن الخطر |
| Sen beni mutlu tutmak için hep yalan mı söyleyeceksin? | Open Subtitles | هل تكذب لتبقيني سعيده؟ |
| - Demek güvende tutmak için benimle evlendin. | Open Subtitles | إذن تزوجتني لتبقيني آمنة نعم |
| - Demek güvende tutmak için benimle evlendin. | Open Subtitles | إذن تزوجتني لتبقيني آمنة نعم |
| Beni burada tutmak için yalan mı söylediniz? | Open Subtitles | اذا كذبت لتبقيني هنا؟ |
| Beni Pete'ten uzak tutmak için yatılıya gönderdi. | Open Subtitles | لقد أرسلتني لتبقيني بعيدة عن "بيت"! |
| Wukong, başka çarem yoktu beni kontrol altında tutmak için bu büyüyü kullanacak mısın? | Open Subtitles | (وكونغ) ، لم يكن عندي خيار سوى القيام بذلك هل في كل مرة ستستخدم التمتة لتبقيني تحت سيطرتك ؟ |
| Beni burada tutmak için çok uğraşiyorsun. | Open Subtitles | لقد عملت بكدّ لتبقيني هنا |
| Beni tehlikeden korumak için yalan söylüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تكذبين لتبقيني بعيداً عن الخطر |
| Beni korumak için yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | اعلم بأنك فعلت ذلك فقط لتبقيني آمنة |