| Görünüşe bakılırsa bu seferki intiharı sonrası sizi aramak için programlanmış. | Open Subtitles | يبدو أن هذه كانت مبرمجه لتتصل بك عندما ينتحر |
| Onu arayamazsın. Bir kadını aramak için üç gün beklemen gerek. Kural bu. | Open Subtitles | يارفيق ، لا يمكنك الإتصال بها ، يجب أن تنتظر ثلاثة أيام لتتصل بإمرأة ، هذه القاعدة |
| Kanka, beni araman hiç de uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | هذا ليس الوقت المناسب لتتصل بي على الإطلاق |
| Takas yapmaya hazır olduğunda bu numarayı araman için 1 saatin var. | Open Subtitles | أمامك ساعة واحدة لتتصل بهذا الرقم عندما تكون مستعداً لإجراء التبادل |
| "Onu aramaya zorladığı için kocasının ağzında bir Koca Ayak görülür." | Open Subtitles | وبعد إلحاحه عليها لتتصل به تُكتشف قدمٌ كبيرة في فم زوجها |
| Evet, telefonun başına oturmuş senin aramanı bekliyor! | Open Subtitles | نعم,ينتظر مكالمتك بجوار التلفون كالأبلة,ينتظرك لتتصل به |
| Yalnız başına acınası bir şekilde oturup, Chelsea'nin aramasını mı bekleyeceksin? | Open Subtitles | تجلس هنا فقط محبط و وحيد تنتظر تشيلسي لتتصل بك؟ |
| Demek istediğim, aylık çekini yatırmayacaksa genellikle bizi arar ve ne yapmamızı istediğini söylerdi. | Open Subtitles | أعني أنها لو أنه أرادت صرف شيك من وديعتها كانت لتتصل بنا، وتخبرنا أنها تريد ذلك. |
| Bundan daha fazlası olmasaydı beni aramazdın. | Open Subtitles | لا تكن لتتصل بي إلا إذا هناك المزيد حول هذا. |
| Peki, ama aklına bir şey gelirse, bu telefonu bizi aramak için bir anımsatıcı olarak al. | Open Subtitles | حسنا, لكن إذا فكرت في أى شيئ إستخدم هذا الهاتف كتذكير لتتصل بنا |
| Yanlış mıyım? Beni aramak için sabırsızlanıyor. | Open Subtitles | الم أخبرك لم تستطع الانتظار لتتصل بي |
| Babanı aramak için yayının bitmesini bekleme. | Open Subtitles | لاتنتظر للبرنامج حتى ينتهي لتتصل به. |
| Beni geri aramak için mecburen 2 gün bekledi. | Open Subtitles | لقد انتظرت إجبارياً يومين لتتصل بي |
| Avukatını şimdi araman iyi olabilir. | Open Subtitles | الآن ، أصبح الوقت مناسباً لتتصل بمحاميكَ. |
| Avukatını şimdi araman iyi olabilir. | Open Subtitles | الآن ، أصبح الوقت مناسباً لتتصل بمحاميكَ. |
| Sana araman için bir isim vereceğim ama peşinden gitmek için benim yardımımı kullanman lazım. | Open Subtitles | وسأعطيك اسمًا لتتصل به, ولكن يتوجب عليك الإستعانة بي لملاحقة الخبر. |
| Bizi aramaya vakit bulamadığına eminim. | Open Subtitles | انا متأكده بأنها لاتجد وقت لتتصل بنا. |
| Beni bu şekilde çok sık aramaya başladın. | Open Subtitles | اصبح كل شيئ عادي لتتصل بي هكذا ؟ |
| Beni aramanı kim söyledi? | Open Subtitles | من أخبرك لتتصل بي؟ |
| Bütün sabah beni aramanı bekledim. | Open Subtitles | إنتظرتك منذ الصباح لتتصل بي |
| Bu maymunların Gene'i aramasını bekleyemeyiz. | Open Subtitles | نحن لا نستطيع الاتكال على هذه القرود لتتصل بجيني . |
| İnsanların bizi aramasını beklemekten sıkıldım. | Open Subtitles | ان تعبت من انتظار الناس لتتصل بنا |
| Bunu dert edemem. Sekreterim sigorta şirketini arar ve ve ben de güler geçerim. | Open Subtitles | أنا فقط أتصل بسكرتيرتي لتتصل بوكالة التأمين والضحك حول هذا الموضوع |
| O da geçmese aramazdın. | Open Subtitles | ما كُنت لتتصل إذا كانت قد عبرته معك |
| Boş dolanan ruhlar dünyayla irtibata geçmek için bir medyuma ihtiyaç duyarlar. | Open Subtitles | الارواح الشارده تحتاج الى محيط لتتصل بالعالم الخارج |