| Hastalık hastası olduğumu kanıtlamak için sahte bir etiket mi bastın? | Open Subtitles | طبعتَ نشرة مزيفة، لتثبتَ فقط أنّني أتوهم المرض؟ هل أفلح ذلك؟ |
| - Deme öyle! Beni buraya haklı olduğunu kanıtlamak için mi getirdin? | Open Subtitles | ألهذا أحضرتَني إلى هنا، لتثبتَ وجهة نظرك؟ |
| Bu çağda değerini kanıtlamak için ağız dalaşına girmeye ihtiyacın var mı? | Open Subtitles | في هذا العصر, هل تحتاج إلى المبارزة بالسّيف لتثبتَ جدارتك؟ |
| Regina bunu, laneti yapan kişinin o olmadığını kanıtlamak için yapıyormuş. | Open Subtitles | قالت (ريجينا) أنّها ستستعمله لتثبتَ أنّها لمْ تلقِ اللعنة |