| Bağlantıyı sürdürebilmek için neler verebileceğini söyleyebilir misin? | Open Subtitles | أيمكنك أن تخبرني ما قد تعطيه لتحتفظ بهذا الإرتباط؟ |
| Ama Cate'i elinde tutabilmek için tüm bu yolları aştıktan sonra gitmesine izin vermemelisin. | Open Subtitles | لكن إذا أردت كل هذا يطول لتحتفظ بـ كايت , إذاً لا تدعها تذهب |
| O asil fillerin formunu koruması için eğiticileri var. | Open Subtitles | هذه الفيلة الملكية دربت نفسها لتحتفظ بهيئتها. |
| Hayvanları tutmak için değil. İyileştirmek ve doğaya bırakmak için. | Open Subtitles | لم تبنيه لتحتفظ بالحيوانات بل بنيته لتداويهم وتطلق سراحهم |
| Onun için korunması önemli bir şeymiş. | Open Subtitles | يبدو إنّه كان مهماً جداً بالنسبة لها لتحتفظ به |
| Senin için onu tutmak doğru olurdu. | Open Subtitles | كان يمكن أن يكون على حق بالنسبة لك لتحتفظ بالباقي |
| Hiç beni korumak için uğraşmadın. | Open Subtitles | لأنك متأكد أنك لم تقاتل لتحتفظ بي في هذا الوقت |
| Sadece naquadria tabakalarını Baal için korumak adına. | Open Subtitles | فقط لتحتفظ بكمية النكوادريا لبعل. |
| Sana herşeyi daha iyi görmen için birşeyler verecem | Open Subtitles | خذ هذة لتحتفظ بها اذا خرجت من هنا |
| Kızı yaşatmak için. Bundan emin misin? | Open Subtitles | و لتحتفظ بالفتاه حيه |
| Ne için günde 15 saat hekimlik yapacaksın? Bayan Keats'e Fransız kurdalesi alabilmek için. | Open Subtitles | فقط لتحتفظ بالسيدة امام ناظرك |
| Bunlar sonuçlar, kayıtlarınız için. | Open Subtitles | هذه هي النتائج لتحتفظ بها |
| Sana benim için sakla diye bir şey verdim. | Open Subtitles | أعطيتك شيء لتحتفظ به من أجلي |
| Daniela'yı yanında tutmak için ne kadar vermek istersin? | Open Subtitles | لتحتفظ بـ (دانيلا)؟ |
| - Gitmemem için mi? | Open Subtitles | لتحتفظ بي؟ |