| Yığını temizlemek için ekstra vardiya görevlendir adamlara ödeme yapmak için makbuz bas. | Open Subtitles | ضع نوبة عمل إضافية لإخلاء الأنقاض وأطبع مزيداً من سندات الأسهم لتدفع للرجال |
| ödeme yapmanın başka bir yolunu bulman lâzım. | Open Subtitles | الآن،يجب عليك أن تجد طريقة أخرى لتدفع له |
| Tabii, haklısın. belki de kolej masraflarını ödemek için yoldan müşteri çeviriyordur. | Open Subtitles | لا, انك محقة. أعني, ربما انه انها تلعب الورق لتدفع مصاريف كليتها |
| Bana olan borcunu ödemek için ne bir işin, ne de paran var. | Open Subtitles | الآن انت بدون عمل وليس معك نقود لتدفع لي ما عليك |
| Haraç ödemen gereken iblislerin sayısı azaldı. | Open Subtitles | أين الجانب السلبي ؟ أنت فقط حصلت لنفسك على شيطان ضعيف لتدفع له بالتكريم |
| O kıçıkırık işinden kazandığın paranın bütün bunları ödemeye yeteceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أنك تحصُل على ما يكفي بعملك الصغير لتدفع عن كُل هذا ؟ |
| Ona ödeme yaptığın havaleyi bulduk. | Open Subtitles | وجدنا مركز الصرافة الذي إستخدمته لتدفع له. |
| Bir hain ve teröristsin. Şimdi bunun bedelini ödeme vakti. | Open Subtitles | أنت خائن وإرهابي والآن، حان الوقت لتدفع ثمن ذلك |
| Şu andan itibaren faaliyetlerine son vereceksin... yoksa ödeme yapman gerekecek bir okulun olmayacak. | Open Subtitles | يتم التنفيذ فوراً, أو لن يكون لديكَ مدرسة لتدفع لها |
| Ben sana harem verdim. Şimdi ödeme sırası sende. | Open Subtitles | أعطيتك الحريم الآن حان دورك لتدفع لي المال. |
| Karın kredi kartı borçlarını ödemek istediğinde bana ödeme yapmak için bir nedenin var artık. | Open Subtitles | الآن لديك سبب وجيه لتدفع لي عندما تريد أن تسدد البطاقات الائتمانية |
| Çeki almaya gittiğinde ödeme yapmama gerek olmadığını söyledin. | Open Subtitles | لأنك عندما ذهبت لتدفع الفاتورة قلت لي إنني لست مضطراً لأن أدفع لك |
| Oraya anneni cenaze masraflarını ödemek için para kazanmaya mı gittin? | Open Subtitles | ذهبت هناك لتربح المال حتى تدفن أمك؟ لتدفع لجنازتها؟ |
| Eğer Baroness vergilerini ödemek için kocanı satabiliyor ise bunlar evine geri döndürebilir. | Open Subtitles | إن كانت البارونة باعت زوجكِ لتدفع ضرائبها، فهذه النقود ستعيده |
| Demek Joe'ya borcunu ödemek için benim ahşap işleme aletlerimi rehin verdin. | Open Subtitles | ثم رهنت أدوات النجارة الخاصة بي لتدفع لجو؟ |
| -Hesabı ödemek için iyi bir zaman. | Open Subtitles | ــ وقت جيد الآن لتدفع رِهانك القديم ــ تعال .. |
| Daha fazla ödemen için onu becerdim. | Open Subtitles | لقد قتلتَه لكي تجد وقتاً أطول لتدفع ما عليك |
| Çocuğun kendisini gereksizmiş gibi hissetmesine neden olurlar ve sen baba olarak, ofiste benim dışımda herkese sahip bir kadına 7 gün 24 saat posta dağıtarak nafaka ödemeye çalışırsın! | Open Subtitles | و بعدها يجعلون الأطفال يشعرون و كأنهم حثالة ما لم يقوم الأباء اذين يشتغلون 24 ساعة ...في 7 ايام بالأسبوع مثلنا في تسليم البريد لتدفع النفقة لزوجتك و التي نامت مع كل شخص في البريد ما عداي |
| Eğer o otobüsü istiyorsan, kirasını ödemenin bir yolunu bulacaksın. | Open Subtitles | اذا كنت تريد حافله , يجب ان تجد وسيله لتدفع بها بنفسك |
| Bunları ödeyecek paran var mı? | Open Subtitles | ياأنت . هل لديك المال الكافي لتدفع ثمن كل هذا؟ |
| Eğer ev almak istiyorsanız ama ön ödeme için paranız yoksa banka finansörleri, gelecekteki değeri şimdiden bilebilirler. | TED | إِذا أردت أن تشتري منزلاً و لكنك لا تستطيع أن توفر المال لتدفع ثمنه، ممولو البنك، كما ترون، يمكنهم أن يحققوا القيمة المستقبلية الآن. |
| Kızı Tutti'nin sorumluluğunu almak için Wayan her şeyi satmak zorunda kalmış. Avukatın ücretini ödeyebilmek için banyo paspasını bile. | Open Subtitles | لتحصل على حضانة أبنتها توتى عليها أن تبيع كل شىء حتى الأثاث لتدفع للمحامى |
| Karen annesini ikna etti. O da evini kefalete karşılık teminat gösterdi. Serbesttim. | Open Subtitles | أخيراً كارين جعلت أمها ترهن البيت لتدفع كفالتي وقد خرجت |