| O kadar büyük bir buzdağı ki Şeria Nehri'nin 1000 yıllık akışına eşit su içermektedir. | Open Subtitles | هذا الجبل الجليدي من الضخامة بحيث أن المياه التي يحتويها ستكفي لتدفق نهر الأردن لمدة 1000سنة. |
| Hayır, söz konusu gece için ham veri akışına ihtiyacım var. | Open Subtitles | لا، أحتاج لتدفق بيانات خام خاص بالليلة المعنيّة |
| Suyun akışına bağlı olarak, nehir yatağı gelip gider. | Open Subtitles | rlm; طبقاً لتدفق المياه، rlm; يأتي مجرى النهر ويتدفق. |
| Trafiğin akışına bakarak, Tarin 8 dakika içinde pusu noktasında olacaktır. | Open Subtitles | طبقاً لتدفق السير، (تارين) سوف يصل للتقاطع خلال 8 دقائق |