| Doğru anlamış mıyım beş milyon kazanmak için 500 bin dolar mı harcıyorsunuz? | Open Subtitles | إذاً فقد إتفقنا تنفقين خمسمائه ألف لتربحي خمسة ملايين؟ |
| Bu tuhaf terli arkadaşın, onu sadece bu tartışmayı kazanmak için çağırdığını duyunca çıldıracak, farkındasın değil mi? | Open Subtitles | أتعرفي , عندما صديقتك الغريبة اللطيفة تلك تكتشتف انكِ تستخدميها فقط لتربحي هذا الجدال, سوف تنزع بشدة |
| Bak, Victoria'nın elektrik direği ile olan dansı sana babanı kazanmak için ikinci bir şans tanıdı. | Open Subtitles | إنظري رقص فيكتوريا على صاعقة الكهرباء أعطتك فرصه لتربحي بعودة أبيك |
| kazanmak için, zayıflamalısın. | Open Subtitles | لتربحي ، يجب أن تكوني أنحف |
| kazanmak için yolu takip etmen gerekir. | Open Subtitles | أنتِ بها لتربحي بها |