| New York'a, hastanedeki oğlunu ziyarete gidiyorsun. | Open Subtitles | إلى نيويورك لتزور إبنك بالمستشفى إجلس لدقائق |
| ziyarete gelecekmiş ve bu hafta sonunun uygun olacağını söyledim. | Open Subtitles | تريد أن تأتي لتزور وأخبرتها أن عطلة الأسبوع هذه ستكون جيدة |
| Sadece haftasonu için ailesini ziyarete gittiği sanıyordum. | Open Subtitles | ظننتك قلت بأنّها ذهبت لتزور والديها لنهاية الأسبوع فحسب |
| Çocukluğumuzun diyarını tekrar ziyaret için bir gün Kabil'e döneceğini hayâl ediyorum. | Open Subtitles | وأحلم بيوم ما أن تعود إلى كابول" لتزور مرة أخرى أرض الطفولة" |
| Eğer memleketimi ziyaret etme şansınız olursa adresim zarfın arkasında yazılıdır. | Open Subtitles | ان سنحت لك الفرصة لتزور بلدتى فعنوانى مكتوب خلف الغلاف |
| Çocuklar tarlalarda yardım etmek için gittiğinde Camma, göz enfeksiyonu olan yaşlı bir kadını ziyaret etmek için karşı köye geçiyor. | TED | عندما يذهب الأطفال للمساعدة في الحقول تتوجه كاما نحو القرية لتزور سيدة عجوز مصابة بإنتان في العين |
| Her cumartesi kızını ziyarete gelirdi. | Open Subtitles | كانت تأتي إلى هنا كل يوم سبت لتزور إبنتها. |
| Hasta bir insanı ziyarete mi geldin Yoksa kan basıncını yükseltmeye mi? | Open Subtitles | هل أتيت لتزور مريض أو ترفع ضغطه |
| - Memlekete ailesini ziyarete gitti. | Open Subtitles | ذهبت للمدينة ، لتزور أحـد الاقــارب. |
| - Gitmedi. - Zoe New York'a annesini ziyarete gitmiş. | Open Subtitles | زوي"غادرت إلى مدينة "نيو يورك" لتزور أمها" |
| - Belki de oylama vaktinde denizaşırı birliklerimizi ziyarete gidersin. | Open Subtitles | -أو ربما عندما يأتي موعد التصويت تكون مسافراً عبر البحار لتزور الجنود |
| - Yani yaşlı adamı ziyarete geldin. | Open Subtitles | -إذاً، فقد أتيت لتزور الرجل العجوز؟ |
| Bakayım. Ailesini ziyarete gitmiş. | Open Subtitles | لنرى، ذهبت لتزور عائلتها |
| Neden Amsterdam'a geldin? Amcanı ziyaret için mi? | Open Subtitles | لماذا اتيت لامستردام لتزور عمك ؟ |
| Columbia'yı ziyaret için New York'a gideceğini söyledi ve ülkedeki diğer tüm hastaneler gibi ayaklarına kırmızı halı serecekler. | Open Subtitles | لقد أخبرتني للتو) أنها ستسافر إلى "نيويورك" الليلة لتزور "كولومبيا"، وسيفرشون السجادة الحمراء من أجلها |
| - Ablanın doktorunu ziyaret etme hakkı var. | Open Subtitles | أختكِ لديها كل الحق لتزور طبيبها |
| Cennet kasabamızı ziyaret etmek için kötü bir zaman seçmişsiniz. | Open Subtitles | لقد اخترت وقتا سيئا لتزور هذه القطعة من الجنة |
| Dünyayı ziyaret etmek için taşları kullanma sırası sende. | Open Subtitles | أنت التالي في استخدام الاحجار لتزور الارض. |
| Akko, yurtdışında çalışan babasını ziyaret etmek için annesiyle beraber uçtu. | Open Subtitles | أكو) قد سافرت مع والدتها) لتزور والدها الذي يعمل في خارج البلاد |