| Gelecek elbette çok büyük bir sorunu içeriyor; dokuz milyar insanı beslemek. | TED | حسناً، المستقبل بالطبع يواجهه تحدياً هائلاً، وهو توفير الغذاء لتسعة بلايين فرد. |
| RM: "Çifte Yağmur Damlası". dokuz ay üzerinde çalıştım ve en sonunda çalıştırdığımda, aslında ondan nefret ettim. | TED | قطرة المطر المزدوجة التي عملت عليها لتسعة اشهر واخيرا عندما قمت بتشغيلها فاني حقيقة كرهتها |
| Başka birinin sesini dokuz yıl taşıdıktan sonra sonunda kendi sesinizi bulduğunuzu düşünün. | TED | تخيّلوا أن تحملوا صوت شخص آخر لتسعة أعوام وفي النهاية تعثرون على صوتكم الخاص. |
| 1924'de Harlem'de doğdu ve dokuz çocuğun en büyüğüydü. | TED | وُلد في حي هارليم بنيويورك عام 1924، الابن الأكبر لتسعة أبناء. |
| Bunun için çok pahalı bir kurtarma operasyonu başlatmak ve yeniden okyanusa çıkabilmek için bir dokuz ay daha beklemek zorunda kaldım. | TED | و لذلك إضطررت أن أقوم بعملية إنقاذ مكلفة للغاية بالإضافة للإنتظار لتسعة أشهر قبل أن أتمكن مجدداً من الخروج إلى المحيط |
| Kimisi dokuz ya da on katlıydı ve bunlardan çok vardı. | Open Subtitles | بعض الأبنية كان يرتفع لتسعة أو عشر طوابق وكان هناك الكثير من تلك الأبنية |
| Fazladan kaç gün kazmak gerekir? dokuz on mu? | Open Subtitles | عندها يجب ان نحفر لتسعة أو عشرة أيام اخرى , يا عزيزي ؟ |
| Canlılar için çok düşmanca gözükebilir fakat her yıl dokuz ay süren kıştan sonra | Open Subtitles | قد يبدو انه مكان عدائي جدا لأشكال الحياة لكن كلّ عام بعد الشتاء الذي يدوم لتسعة شهور ا |
| Motorları %100'den fazla zorlarsak bile sekiz, dokuz gün sürer. | Open Subtitles | حتى بالدفع الأقصى للمحركات ستأخذ ثمانية لتسعة أيام |
| dokuz kişi gerek. | Open Subtitles | لكن هذا لا يكفي يحتاج الأمر لتسعة محلفين. |
| Bana geciktiğini söyledin. dokuz aylığına olduğunu hiç söylemedin. | Open Subtitles | أخبرتني أن رحلتكم تأجلت ولم تخبرنى مطلقاً أنها تأجلت لتسعة شهور |
| Bana geciktiğini söyledin. dokuz aylığına olduğunu hiç söylemedin. | Open Subtitles | أخبرتني أن رحلتكم تأجلت ولم تخبرنى مطلقاً أنها تأجلت لتسعة شهور |
| Bu lanet şeye dokuz ay dayanabileceğimi sanmıyorum! | Open Subtitles | لا أعتقد أنّ بإمكانى تحمّل هذا الهراء لتسعة أشهر |
| dokuz aydır insanları metal kutulara kapatmanın nasıl güçlü bir düşünce olduğuna şaşırırsın. | Open Subtitles | ستتفاجأ كم أنها فكرة قوية أن الناس سيصوتون لها فى صناديق الإقتراع لتسعة أشهر |
| Ne yazık ki benim hareket serimde sadece dokuz kıza yer var. Onunyuca yer yok. | Open Subtitles | لسوء الحظ ، فإن الرقصة التى صممتها تحتاج لتسعة بنات فقط و ليس عشرة |
| Evet dokuz aylığına aynı rahmi paylaşmış olabiliriz ama sonrasında tamamen kendi yollarımıza ayrıldık. | Open Subtitles | صحيح أننا تشاركنا الرحم لتسعة أشهر لكن منذ ذلك الوقت إتخذنا سبلا ً متباعدة جدا ً و متفرقة |
| Memphis'te dokuz günlüğüne hapise girdim, ve iki hafta boyunca detoks vardı. | Open Subtitles | كان هناك سجن في ميمفاس لتسعة أيام وعلاج من المخدرات كانت لأسبوعين أعتقد |
| Oğlum tam bir teknoloji delisi. dokuz ay kayıt yapan son teknoloji kameralarımız var. | Open Subtitles | إنّ ابني مهووس بالتكنولوجيا نملك أحدث آلات التصوير التي تحتفظ بالصور لتسعة أشهر |
| Kucağına almadan önce, dokuz ay boyunca kustuğun, ama gelir gelmez çığlık attığın bir hediye. | Open Subtitles | إنها الهدية الوحيدة التي تجعلكِ .. تتقيئين لتسعة أشهر قبل أن تتلقينها، وتصرخين في اليوم الذي تصل فيه تلك الهدية |
| Oscar, WUPHF'un yalnızca dokuz günlük parası olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال لنا اوسكار بأن هناك مال يكفي لتسعة أيام فقط |
| Ölü sayısı dokuza çıktı. | Open Subtitles | إذاً إلى ماذا توصلنا؟ عدد الجثث ارتفع لتسعة موتى |