| Bedava yemek için yanan binada bile kalır. | Open Subtitles | عنيدا البقاء في حرق مبنى لتناول وجبة مجانية. |
| İyi bir yemek için ölebilirdim! | Open Subtitles | كنت مشتاق لتناول وجبة دسمة فحسب وكدت أموت من أجلها |
| Yeni iş ortağınız elinizi sıkabilir, sizinle kutlama yapabilir, yemeğe çıkabilir ve sonra bir kızgınlık ifadesi sergileyebilir. | TED | شريكك الجديد ربما يصافحك، يحتفل، يذهب معك إلى الخارج لتناول وجبة العشاء ومن ثم يظهر منه تعبير عن الغضب. |
| En sevdiğim iki kız öğle yemeği için hazır mı? | Open Subtitles | أوه ، هاي. هل فتاتيّ المفضلتين جاهزتان لتناول وجبة غذاء؟ |
| Seninle her görüştüğüm gün ona güzel bir yemek ısmarlıyorum. | Open Subtitles | في اليوم التالي من رؤيتي لك آخذه لتناول وجبة لذيذه |
| Buraya güzel bir yemek yemeye geldim eğer öyle olmayacaksa, sende birşeyler atıştıracağım. | Open Subtitles | آتي إلى هنا لتناول وجبة طيبة وإن كنا لن نتناول واحدة، فسآكل شيئاً في شقتك. |
| Üzgünüm, akşam yemeği randevum var. | Open Subtitles | آسف, لدي موعد الآن لتناول وجبة ويجب ان اذهب |
| Çabukca birşeyler yiyelim mi? | Open Subtitles | أي فرصة أن نذهب لتناول وجبة سريعة؟ |
| Pekala, yemek için gelmediysen konu nedir? | Open Subtitles | حسناً, إن لم تكن هنا لتناول وجبة, إذن ما الأمر؟ |
| Umarım fantastik bir yemek için hazırsınızdır. | Open Subtitles | آمل يارفاق أنكم على استعداد لتناول وجبة رائعة. |
| Kim kasabaya arada sırada güzel bir yemek için gelmez ki? | Open Subtitles | من لا يرغب بالمجيء إلى المدينة لتناول وجبة جيّدة بين الحين والآخر؟ |
| Belki gelecek sefer yemeğe çıkarız. | Open Subtitles | ربما نتمكن من تلبية لتناول وجبة حقيقية في المرة القادمة. |
| Neden şu zavallı mahluku bir yemeğe götürmeyecektim ki? | Open Subtitles | لمَ لا آخذ ذلك الصغير المسكين لتناول وجبة غداء؟ |
| Arkadaşların gelip seni şöyle güzel bir yemeğe çıkaramaz mı? | Open Subtitles | ألا يَستطيع أصدقائكَ المَجيء وأصطحابك لتناول وجبة لطيفة؟ |
| Lavlar ön kapısına yaklaşırken kendisi elvedâ yemeği için oturmuş, son bir bardak kırmızı şarap içiyor duvara alaycı bir söz yazıyor: | Open Subtitles | بوصول الحِمم إلى بابه الأمامي، جلس لتناول وجبة الوداع، وشرب كأساً أخيراً من النبيذ الأحمر، ولطّخ علامة تضحية، |
| Harika, peki öğle yemeği için bize kim izin verecek? | Open Subtitles | ممتاز, إذاً من سيُخرجنا لتناول وجبة الغذاء؟ |
| Evet, sınıf öğle yemeği için saat 10'da dağılacak. | Open Subtitles | نعم، نعم الدرس ينتهي بالعاشرة لتناول وجبة |
| Bazı zamanlar yemek yemeye, akşam vakti gibi. | Open Subtitles | تعلمين ، أن نخرج لتناول وجبة يوماً ما . مثلاً وقت العشاء |
| Beni bir şey içip yemek yemeye götüren veya faytona bindiren olmamıştı. | Open Subtitles | ليس هنالك زبون أخذني لشرب كأس من المشروب أو لتناول وجبة أو لركوب عربة يجرها حصان |
| Böyle bir günde akşam yemeği harika olurdu. | Open Subtitles | سيكونُ يومًا رائعًا لتناول وجبة العشاء بهذه المناسبة. |
| Çabukca birşeyler yiyelim mi? | Open Subtitles | أي فرصة أن نذهب لتناول وجبة سريعة؟ |