| Amerikan Soya Fasulyesi Birliği'nin Çin temsilciydi. | TED | كان مندوب الصين لجمعية فول الصويا الامريكية |
| Sadece bir kadın onunla konuşabilmiş, o da Kiracılar Birliği'ne katılsın diye. | Open Subtitles | فقط إمرأة واحدة تحدثت معه مرة لتقنعه . بالإنضمام لجمعية المستأجرين |
| Parayı, Amerikan Lösemi Derneği'ne vereceğim. | Open Subtitles | سأتبرع بها لجمعية مرضي السرطان الأمريكية |
| Tahmin et bakalım, bu yıl ki, Kraliyet Hayvanları koruma Derneği fon yaratma toplantısında kim konuşacak? | Open Subtitles | خمن من المتحدث في حفلة جمع التبرعات هذا العام لجمعية حماية الحيوان الملكى |
| Üçüncü Cadde Geçidi Müzik Topluluğu'ndakiler için bağış gecesi yapıyorsunuz. | Open Subtitles | انها حملة لجمع التبرعات للأصدقاء في الشارع الثالث لجمعية الموسيقيون |
| Austin Film Topluluğu tarafından Greg... ile çektiğimiz bir filmi göstermek için davet aldım. | Open Subtitles | كنت مدعوا لجمعية افلام اوستن لعرض الفيلم الذي قمت انا وجريج باخراجه |
| O bana "Amerikan Onursal Adalet Birliği" koleksiyonumu tamamlamam için lazım. | Open Subtitles | تمهل، أحتاج هذه لأكمل مجموعتي لجمعية عدل أمريكا |
| Bay Yu Wingman, Aşçılar Birliği Onursal Başkanı. | Open Subtitles | السيد ونج مان الرئيس الفخرى لجمعية الطهاة |
| Oteller zinciri, La Vindor'un başkanı Bayan Kang Hee Soo, Dünya Otelleri Birliği başkanlığına seçildi. | Open Subtitles | المديرة التنفيذية لسلسلة الفنادق الدولية لافندر كانق هي سوو انتخبت رئيسة لجمعية الفنادق الدولية |
| ABD'de güçlü organizasyonlarla yüzleşmekten çekinmedi. Genç Hristiyan Erkekler Birliği'nin ırkçı politikaları ile savaştı ve iş yerlerindeki ırkçılığa karşı Beyaz Saray'a bir delegasyon iletti. | TED | عندما كانت في أمريكا، لم تتردد في التصدي لمنظمات قوية، ومقاومة سياسات التمييز العنصري لجمعية الشبان المسيحية وترؤس وفدٍ إلى البيت الأبيض للاعتراض على ممارسات التمييز في أماكن العمل. |
| Yanlış numara çevirir, randevuları berbat eder, önümüzdeki hafta Müdürler Birliği'nin bölgesel konferansını yöneteceğim, ve her tür ayrıntıyı bozmayı başardı. | Open Subtitles | إنهُ يُخطِئ في أخذ الأرقام، و يُسجّل مواعيد بالغلط أنا سأستضيف المؤتمر المحلي لجمعية آمِري السجون الأسبوع القادم و تمكّنَ من إفساد كل التفاصيل |
| Asker Aileleri Birliği'ne ne söyleyeceksin? | Open Subtitles | ماذا ستقولين لجمعية اقرباء الجنود؟ |
| Sizin için bu kadar önemliyse, gidip hayvanları koruma Derneği için çalışın. | Open Subtitles | لو أنك تهتم لهذا الحد فاذهب وانضم لجمعية الرفق بالحيوان |
| New York Hayırseverler Derneği başkanı olarak bu hediyeyi takdim etmek en sevdiğim işlerden biridir. | Open Subtitles | كرئيسا لجمعية نيو يورك الخيريه تقديم هذه الجائزه , واجب محبب الي |
| Her neyse, Kanser Derneği için 25,000 dolarlık... bağışı yapmayı unutma. | Open Subtitles | لا تنس المساهمة 25،000 دولار فى الحفلة الراقصة لجمعية السرطان |
| Yani Brooklyn Kamu Hakları Derneği fon toplantısında diğer adıyla Götlerin Odası onunla konuştuğumda daha çok kayak ve Atlantik Şehri hakkında konuşacağım. | Open Subtitles | عندما أتحدث معه الليلة أثناء جمع التبرعات لجمعية محامي الدفاع في بروكلين والتي تسمى أيضاً قاعة المؤخرات |
| Olay, Haziran 1860 yılında, "Bilimde İlerleme Derneği"nin yıllık toplantısında burada, Oxford'ta cereyan etti. | Open Subtitles | حدث ذلك هنا, بـ"أوكسفورد" بجوان/حزيران من سنة 1860 للإجتماع السنويّ لجمعية التقدّم بالعلم. |
| İkimiz, Cinsiyet Eşitliği Topluluğu'nun kurucu üyeleriydik. | Open Subtitles | كنا وانا هو اذاً المؤسسين الاعضاء المساواة لجمعية الجنسين بين |
| Ayrıca, Cinsiyet Eşitliği Topluluğu'nun tek üyeleriydik. | Open Subtitles | الوحيدون الاعضاء ايضاً الجنسين بين المساواة لجمعية |
| Gülüyorsun ama halâ Amerikan Pulculuk Topluluğu üye kartım var. | Open Subtitles | فلتضحك كما تشاء، ولكن ما زلت أملك بطاقة عضوية لجمعية هواة الطوابع الأمريكية |