"لحافلة" - Translation from Arabic to Turkish

    • otobüs
        
    • otobüse
        
    • otobüsüne
        
    Böylece, Londra için Ulaşım firması ile çalışıyoruz ve bu organizasyon 50 yıldır, yeni bir otobüs için, bir müşteri olarak sorumlu olmadı. TED هكذا كنا نعمل مع النقل في لندن، وهذه المنظمة لم تكن في الواقع مسؤولة كعميل لحافلة جديدة لمدة 50 عاما.
    otobüs tarifesine bakayım. Eğer yetişirsem... Orada bir aktarma yapsam... Open Subtitles دعوني أراجع جدول الحوافل، إن كان بوسعي النقل لحافلة أخرى هنا
    Üstelik gelen otobüs tıklım tıklım olabilir ve bir sonrakini beklemek zorunda kalabilirsin. Open Subtitles يحتمل أن تكون الحافلة مكتظة و سيكون عليكِ الانتظار لحافلة أخرى
    Eğer olamazlarsa, sizi en kısa sürede başka bir otobüse aktaracağız. Open Subtitles وإن لم تأتي، فسنقوم بنقلكم لحافلة أخرى بأسرع وقت ممكن
    Maeby okula dönmek üzere otobüse bindiğinde artık cesareti kırılmıştı. Open Subtitles شعرت (ميبي) بنوعٍ من الإثباط وهي عائدة لحافلة المدرسة الثانوية
    Houston'daki cezaevi otobüsüne pusu. Open Subtitles " تم نصب كمين لحافلة سجن في " هيوستن
    Okul otobüsüne göğüslerini gösterdi. Open Subtitles هي اظهرت ثدييها لحافلة مدرسة
    Sıkışık trafiğin üzerinden geçebilen bu Çin yapımı otobüs -- şehirlerimizdeki alan ve hareket üzerine yeni yollar düşünme noktasında ufuk açıcıydı. TED كان هذا المفهوم الصيني لحافلة يمكنها تخطي الإختناقات المرورية -- بمثابة محفز لاستنتاج طرق جديدة للتفكير في حلول للمساحة والحركة داخل مدننا.
    Evet. Bir otobüs kaçırma olayına karıştım. Open Subtitles أجل، علقت في معمعة اختطاف عشوائي لحافلة
    Aslında yarınki otobüs için biraz para biriktirmeye çalışıyordum. Open Subtitles كنت في الواقع مجرد flyering لرفع بعض النقود لحافلة غدا.
    Tombala oynamaya giden bir otobüs dolusu yaşlı insana kendini açıp gösterene sapık demeyeyim de ne diyeyim? Open Subtitles رجل يكشف عورته لحافلة مليئة بالمسنين متوجهين للعب البينغو مالذي يجب أن أدعوه إذا لم أدعوه بالمنحرف ماذا ...
    "Speed" filmini nasıl bilmezsin. Koskoca kontrolden çıkmış bir otobüs Los Angeles caddelerinde hızına hız katıyor. Open Subtitles سباق كبير خارج عن السيطرة لحافلة في قلب مدينة "لوس انجلس".
    Montana'ya giden bu akşamki otobüs için üç bilet aldım. Open Subtitles إشتريت ثلاث تذاكر لحافلة الليلة نحو (مونتانا)
    Live Oak'tan Paulie'ye otobüs bileti almış. Open Subtitles لقد كانتَ تذكرةٌ لحافلة من "لايف أوك"إلى "باولي"...
    Houston'daki cezaevi otobüsüne pusu. Open Subtitles كمين لحافلة سجن في "هوستون"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more