| Sevdiğiniz, güvendiğiniz bir adam bu tür bir şeyle gelince kalbiniz taşa dönebilir. | Open Subtitles | حين يأتي إليك الرجل الذي تحبينه وتثقين به بشيء كهذا قد يحول قلبك لحجر |
| Ne zaman gözlerinin içine baksam hep anneni gördüm. Kalbimi taşa çeviren kardeşimi gördüm. | Open Subtitles | فكلّما نظرت لعينيك رأيت أمك، الأخت التي حوّلت قلبي لحجر. |
| Düz kenarlı bir taş lazım... çünkü bu pürüzlü. | Open Subtitles | أنت تحتاج لحجر ذو حافة مسطحة لان هذا كان ذو نتوء |
| Gövdesi olmayan, iki muazzam taş bacak durur çölün ortasında. | Open Subtitles | "حيث قال " ثمة ساقان عملاقتان لحجر لا جذوع لهما |
| Eğer bu düşündüğüm şeyse zaten cehennem taşına geri dönmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | لو كانت تلك اللّعبة كما أظنّها فأفضّل العودة لحجر الجحيم. |
| Hidroklorik aside merhaba ve Anka Kuşu taşına güle güle. İyi. | Open Subtitles | أهلًا بحمض الهيدروفلوريك ووداعًا لحجر العنقاء. |
| Evet, şey, en azından Felsefe taşı'nın son parçasına sahip değil. | Open Subtitles | نعم, حسناً, على الأقل هو لا يملك القطعة الأخيرة لحجر الفيلسوف |
| Meşgul taklidi yapmaktan yüreği taşa döndü. | Open Subtitles | مشغولة بالتظاهر ان قلبها تحول لحجر |
| Çünkü Medusa'nın bir bakışı seni taşa çevirir-- tıpkı örümceğinin de seni tek ısırıkla felç edeceği gibi... | Open Subtitles | لأن نظرة واحدة من (ميدوسا) تحول الشخص لحجر مثلما عضة واحدة من العنكبوتة تصيبك بالشلل |
| Bunun için taşa ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لا أحتاج لحجر من أجل هذا |
| Onu aldattığımı öğrenince aklını kaçırdı, Amara'yı taşa çevirdi. Bildiğin Medusa tarzı yani. | Open Subtitles | لذا لمّا تبيّنت خيانتي لها، اهتاجت، وحوّلت (أمارا) لحجر مثل (مادوسا). |
| Seni taşa çevirir alimallah. | Open Subtitles | سيحولك لحجر. |
| Yetişkin adamların torbadan taş çektiği ve beyaz taşı çekecek kadar şanssız olan kişinin eriyen kayaya kurban edildiği bir tören. | Open Subtitles | رجال بالغون يسحبون عصيان من حقيبة وتعيس الحظ الذي يسحب الحجر الأبيض تتم التضحية به لحجر سائل |
| bir boya kalemi için. Aquamarine nadir bulunan kıymetli bir taş ismi oysa... | Open Subtitles | سميت بذلك نسبة لحجر ثمين و نادر |
| Evet, Sotheby'ın yakın zamanda rekor fiyata sattığı tek taş bu. | Open Subtitles | لقد تم بيعه في دار مزادات "سوثبي" مؤخراً محققاً رقماً قياسياً بالنسبة لحجر واحد |
| Kapıyı açıp seni meteor taşına maruz bıraktığı sıradaki gibi. | Open Subtitles | عندما فتح باب الخزنة وعرضت لحجر النيزك |
| Dr. Brennan'ın arabasını, sınır taşına kadar takip ettik. | Open Subtitles | تتبّعنا سيّارة الد. (برينان) لحجر الضريح) وصلنا بعد لحظات من الإنفجار |
| Lily, Julian'ın cesedini ruhuyla buluşturmaya kararlı ama bunu yapmak için de Phoenix taşına ihtiyacı var. | Open Subtitles | (ليلي) عازمة على لم شمل جسد (جوليان) بروحه الضائعة لكن كيّما تفعل ذلك فإنّها بحاجة لحجر العنقاء. |
| Nicholas Flamel, Felsefe taşı yaptığı bilinen dünyadaki tek kişi. | Open Subtitles | نيكولاس فلاميل هو الصانع الوحيد لحجر الفلاسفة |
| Ama Ateş Köyü'nün bir büyücü olarak sana ihtiyacı var ve Anka Kuşu taşı'nın büyüsünün mührünü açma görevim var. | Open Subtitles | قرية النار تحتاج حياتك و أنا لدي مهمة لتبديد القوة السحرية لحجر الفونيكس. |