| Ben sana çekici ve çok etkili bir elçi vereceğim, ...ama önce, benim için küçük bir şey yapacaksın. | Open Subtitles | سأسلمك سفيرة جذابة ذات نفوذ كبير و لكن أولا ، عليك ، كما تعلم أن تقوم بعمل بسيط لحسابى |
| Benim için üç yıl çalıştı ve hiç problem çıkarmadı. | Open Subtitles | كان يعمل لحسابى لمدة 3 سنوات. لم يكن هناك مشكلة |
| Ama aynı zamanda kendim için de bir şeyler yapıyorum. | Open Subtitles | لكنى أقوم أيضاً ببعض الأعمال لحسابى الخاص |
| Ben sana bir elçi vereceğim, ...ama sen de benim için küçük bir şeyler yapacaksın. | Open Subtitles | سأعطيك سفيرا و لكنك سوف تقوم ببعض الأشياء لحسابى |
| Bu resimler sadece bir hatırlatma idi benim için çalıştığın her saniye, onun ki ni kurtarmak için. | Open Subtitles | هذه الصور هي مجرد تذكير أن كل ثانية تعمل فيها لحسابى أنت تنقذها |
| Bırak beni, Sergei. Sen benim için çalışıyorsun. | Open Subtitles | دعنى اذهب سيرجى انت تعمل لحسابى |
| Renda benim için kötü. | Open Subtitles | .أنت تعمل لحسابى . ريندا " سيىء بالنسبة لى " |
| Renda benim için kötü. | Open Subtitles | .أنت تعمل لحسابى . ريندا " سيىء بالنسبة لى " |
| Bakalım. Bu iyi. Benim için çalışıyorsun. | Open Subtitles | لنرىَ ، جيد ، أنتِ تعمليّ لحسابى. |
| Hesabımı kontrol etmem sanki benim için iyi olmayacak gibi. | Open Subtitles | هذا الكلام لن يكون جيدا لحسابى المصرفى |
| Çünkü benim için çalışmanı istiyorum. | Open Subtitles | لأننى أريدك أن تعمل لحسابى |
| Benim için çalışacaksın. Çoğunlukla gizli görev. | Open Subtitles | ستعمل لحسابى وغالباً متخفياً. |
| Benim için çalışacaksın. Çoğunlukla gizli görev. | Open Subtitles | ستعمل لحسابى وغالباً متخفياً. |
| Adam benim için çalıştı yüzden. | Open Subtitles | اذاً لقد عمل الرجل لحسابى |
| Bu beyefendi benim için çalışıyor. | Open Subtitles | 'رجل نبيل يعمل لحسابى. |
| Benim için kopya yapacaksın. Pek çok kopya. | Open Subtitles | ستصنعين نسخاً لحسابى... |
| - Benim için olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | ! ظننت أنها تعمل لحسابى أنا |