"لحظاتها" - Translation from Arabic to Turkish

• anlarında
• anlarını
• dakikalarını

Tek gördüğüm şey son anlarında zayıf görünmek istemeyen bir kadının yakarışlarıydı.
ما سمعتُه هو امرأة لا تريد أنْ تبدو ضعيفةً في لحظاتها الأخيرة

Kraliçeyi kaybettik. Ama her zamanki gibi bizi kollamayı bildi son anlarında bile.
الملكة قد ماتت ولكن كعادتها كانت تُحاول حمايتنا حتى في آخر لحظاتها

Kraliçeyi kaybettik. Ama her zamanki gibi bizi kollamayı bildi... son anlarında bile.
الملكة قد ماتت ولكن كعادتها كانت تُحاول حمايتنا حتى في آخر لحظاتها

Maymunlar kamera ekibiyle o kadar rahattı ki artık onların en özel anlarını filme çekebilirlerdi.
كانت القردة مرتاحة مع طاقم الكاميرا بحيث تمكّنوا من تصوير أقرب لحظاتها

Ya son anlarını rezil bir kitabı okuyarak geçirirse?
ماذا إن أهدرت لحظاتها الأخيرة النفيسة على كتاب شنيع؟

Bu dünyadaki son dakikalarını ızdırap içinde geçirmiş.
لحظاتها الأخيرة قبل وفاتها كانت مؤلمة للغاية

Böylece sen de bizimle olan son anlarında onun yanında olacaksın.
لذا عليكِ , أن تكونى بجانبها فى لحظاتها الأخيره معنا

Annenin son anlarında hangi kitabı okuduğu önemli değil.
لا يهم أيّ كتاب تقرأه أمك في لحظاتها النفيسة الأخيرة.

Son anlarında benden kızına bir mesaj iletmemi istedi.
وفي لحظاتها الأخيرة طلبت منّي إيصال رسالة لابنتها

Tanrının korumasının verdiği saadetin son anlarında.
أنها آخر لحظاتها الآمنة في نعيم الرب.

Yaşamının son anlarında neler düşündüğünü asla bilemeyeceğiz.
rlm; لن نعرف ما الذي rlm; كانت تفكر به في لحظاتها الأخيرة

Son çaresiz anlarında,
في آخر لحظاتها اليائسة

Buna rağmen şimdi benden onun son anlarını yaşamamı mı istiyorsun?
والآن تريديني أن أعيش لحظاتها الأخيرة؟

Son anlarını düşünmeden edemiyorum.
لا يسعني إلّا التّفكير في آخر لحظاتها.

Sus, Nik! Son anlarını.. ..daha kötü hale getirme.
صهٍ يا (نيك)، لا تزِد لحظاتها الأخيرة سوءًا عمّا يجب.

Kathy teyzeni düşünmeni istiyorum ve onun dünyadaki son dakikalarını ve aynı şeyin ailenin geri kalanlarının başına gelmesini istemiyorsan.
أريدك أن تُفكر بالخالة (كاثي) و تفكر بأخر لحظاتها في الدنيا وهل تريد الذي حصل لها