| pastırma. Kanada pastırması. Meksika pastırması! | Open Subtitles | يوجد لحم مقدد ، ولحم كندي مقدد، ومقددمكسيكي.. |
| Bu banka değil ki pastırma ve yumurta! | Open Subtitles | فهذا ليست بشركة مورجان ستانلى فنحن هنا نقدم لحم مقدد و بيض |
| Onlara doğum günümde pastırma ve yumurta yemek istediğimi ve sana bu bileti verdiğimi söyle. | Open Subtitles | أخبريهم أنني أردتُ لحم مقدد وبيض لأجل عيد ميلادي ثم أعطيتُكِ هذه التذكرة هذه الأرقام هي إحداثيات |
| Yumurta, fasulye, kızarmış patates, sosis, domuz pastırması, 2 tost, bir bardak çay. | Open Subtitles | بيض, فاصوليا, رقائق بطاطا, نقانق, لحم مقدد, 2 خبز محمص و كأس شاي. |
| Sarımsak, galeta unu jambon ona ayrı bir tat katar. | Open Subtitles | اذا عقدة ثوم ، فتافيت خبز لحم مقدد ، سأصنع حشوة رائعة |
| Çifte pastırmalı acılı çizburger ve ince uzun, iyi kızarmış, bol kızartma. | Open Subtitles | لحم مقدد مزدوج ، فلفل، برجر بالجبن ، بطاطا مقلية و محمرة ملائمة |
| İkisini birlikte koymak var ya işte büyü bu, arkadaşım. Bu yüzden pastırma kolonyaları, pastırma prezervatifleri var. Ama bu sefer para yağ oyununda. | Open Subtitles | ضعهما معا، وستعرف معنى السحر يا صديقي، ولهذا يوجد عطر اللحم المقدد، واقيات لحم مقدد. |
| Tamam, yarın sabah kahvaltıda sana kalp şeklinde bir sürü krep yaparım içinden ok şeklinde pastırma geçer ve sonra popona şaplak atıp sana kadınım derim. | Open Subtitles | حسن، غدا صبـاحً على الافطـار، سأعد لكِ فطيرة على شكل قلب. مع لحم مقدد على شكل سهم يخترقه. |
| Portakal suyu, Fransız tostu, mücver ve duble pastırma istiyorum. | Open Subtitles | أريد عصير البرتقال، و توست فرنسي، عجة مقلية وقطعتي لحم مقدد |
| Çünkü osuruğun yeni pişirilmiş pastırma gibi kokuyor da. | Open Subtitles | لأن رائحة ضراطك تبدو وكأنّها كرائحة لحم مقدد مطبوخ |
| Geçen gün kahvaltıda pastırma yediğini gördüm. | Open Subtitles | رأيتك تأكلين لحم مقدد على الإفطار بالأمس |
| Yumurtalar olabildiğince pişsin istiyorum. pastırma, gevrenmiş. | Open Subtitles | وأريد أيضاً لحم مقدد مملح طري، |
| Sanki "çıplak pastırma" dedin gibi. - "Çıplak pastırma" mı? | Open Subtitles | "يبدو أنني سمعتك تقول "لحم مقدد عاري - لحم مقدد عاري"؟" - |
| Sanki "çıplak pastırma" dedin gibi. Öyle geldi. | Open Subtitles | "يبدو أنها كانت "لحم مقدد عاري .. إنها تبدو مثل ما أنا قلت |
| Tabii, Eğer kıçımdam da domuzlar fırlayıp çıksaydı ömür boyu bedava domuz pastırması yerdik. | Open Subtitles | نعم ، وإن بدأت الخنازير بالطيران إلى فنائي الخلفي سنحصل على لحم مقدد لبقية حياتنا |
| Her neyse, ayrıca sandviçte aile yadigârı domatesler var ve elma ağacıyla tütsülenmiş ekşi hamurlu kızarmış ekmek dilimi üzerinde domuz pastırması. | Open Subtitles | على اية حال, الساندويتش يحتوي على بطاطا, لحم مقدد على خبز مخمر |
| domuz pastırması, tavada kibarca kızarıyor. | Open Subtitles | إنه لحم مقدد, ينطبخ بلطف في المقلاة هناك. |
| Bir jambon kitabı partisinde minik köpeğimi tutmuş jambon kitabı yazarı bir adamla gülüşüyorum. | Open Subtitles | أنا أحمل كلب صغير في حفلة كتاب لحم مقدد وأتضاحك مع رجل كتب كتاباً عن اللحم المقدد. |
| "Buğday ekmeğine hindi, jambon, İsveç peyniri kırmızı biber ve ançüez" mi? | Open Subtitles | ديك رومي , لحم مقدد . جبن سويسري فلفل أحمر , فسيخ على القمح |
| Annem senin için fıstık ezmeli, pastırmalı sandviç yaptı. | Open Subtitles | أمي صنعت شطيرة لحم مقدد بالزبدة إضافيه لأجلك |
| Wallace, buna domuz eti koyacaktın dostum. | Open Subtitles | والاس,من المفترض وجود لحم مقدد على هذه يا رجل |
| Galiba, ilk hatalarını yaptılar. Baksana, doğu usulü jerky'lerden var mı sende? Anlamadım? | Open Subtitles | يبدو أننا ، حصلنا على الخطأ الأوّل أنت ، هل لديك لحم مقدد شرقي؟ |
| Dostum, ben sadece peynirli ve domuz etli bir burger istiyorum, hepsi bu. | Open Subtitles | صديقي, أنا فقط أريد برغر بالجبن و لحم مقدد, هذا فقط. |
| Pardon, pastırmayı ayrı tabakta istemiştim. | Open Subtitles | آسف، لقد طلبتُ لحم مقدد بصحن منفصل. |