| Hala veda etmek için zamanın var. | Open Subtitles | لا يزال لديكِ الوقت لتقولي لها وداعاً |
| Tüm dileklerini gerçekleştirmek için zamanın var. | Open Subtitles | لديكِ الوقت لتحقيق كلّ أمانيكِ |
| zamanın var. | Open Subtitles | ما زال لديكِ الوقت |
| - Evet, iyice düşün. Hâlâ vaktin var. - Beni kıskanıyorsun. | Open Subtitles | هيا، لديكِ الوقت أنت غيور فحسب |
| En azından eve gidip üzerini değişmen için vaktin var. - Hayır, boş ver. | Open Subtitles | - على الأقل لديكِ الوقت لتذهبي الى المنزل وتبدلي ملابسك |
| Konuşmanı gelecek sene için güzelleştirme şansın var. | Open Subtitles | الآن لديكِ الوقت لتبهّري خطابكِ للعام القادم. |
| Dinlenmeye pek vaktin yok. Diğeri de birazdan gelecek. | Open Subtitles | إذاً ، ليس لديكِ الوقت الكافي للإسترخاء سيولد الطفل الأخر في خلال دقيقة |
| Hâlâ kaçmak için zamanın var. | Open Subtitles | لا يزال لديكِ الوقت لتهربي |
| - Yemek için zamanın var mı? | Open Subtitles | -هل لديكِ الوقت لأكل الغذاء؟ |
| Senin zamanın var. | Open Subtitles | لديكِ الوقت . |
| - Hey, bebek vaktin var mı? | Open Subtitles | -هيه ، أيتها الجميلة ، هل لديكِ الوقت ؟ |
| Hala numaranı yapmak için vaktin var. Diğer kızların hiçbirisi Brant ile bu kadar uzun süre birlikte kalamadı. | Open Subtitles | مازال لديكِ الوقت للقيام بعملكِ، لم تستمر أيّ فتاة لهذة المدة فى حاشية (برانت) |
| - Demek istediğim, hâlâ vaktin var. | Open Subtitles | -أعني، مازال لديكِ الوقت . |
| İkinci bir şansın var, evlat. | Open Subtitles | لديكِ الوقت لتغيير ذلك يا فتاة |
| İkinci bir şansın var, evlat. | Open Subtitles | لديكِ الوقت لتغيير ذلك يا فتاة |
| Acele et Doktor. Fazla vaktin yok. | Open Subtitles | أسرعي ياطبيبه لايوجد لديكِ الوقت الكثير |
| Sen yapımcısın Haley ve potansiyeli olan muhteşem bir sanatçısın ama kayıt için vaktin yok çünkü sen işe yaramaz bir şirketi yönetiyorsun. | Open Subtitles | أنتِ المنتجة (هايلي)، ومن المحتمل فنانة رائعة. لكن ليس لديكِ الوقت للتسجيل لأنكِ تُديرين أستوديو تافه. |