| Kılıfında bir tane daha var. Onu kullan. Ya da kaybol. | Open Subtitles | لديك واحد آخر في جرابك لتستخدمه أو لتبتعد |
| Saçmalık, Carlos. Sizde bir tane olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | كلام فارغ كارلوس كلانا يعرف انه لديك واحد |
| Sende de bir tane olmalı. Bunu da paylaşmış oluruz. | Open Subtitles | يجب أن يكون لديك واحد أيضا أعني لكونك معي في هذا الشأن |
| Sen de bileceksin, çünkü senin de var. | Open Subtitles | وأنت ستعرف أيضاً لأن لديك واحد |
| Keşke bir tane olsaydı. | Open Subtitles | ومن شأن ذلك أن تأخذ نوعا من الحاسوب الكبير السوبر ونحن لم يكن لديك واحد. |
| Bence elimizdeki, bir seri katil ve bir tane de taklitçi değil. | Open Subtitles | لا أعتقد أن لديك واحد المسلسل القناصة وتقليد واحد |
| Öyle. Ama etrafında bir tane yaratıldı. | Open Subtitles | إنها كذلك لكن كان لديك واحد قد تم خلقه حولك |
| "Eğer iki kafanız olsaydı, bir tane olsun isterdiniz." | Open Subtitles | ♪ لو كان لديك رأسين ستتمنى لو كان لديك واحد ♪ |
| Bununla ilgili diğer bir şey de, eğer evinizde bir tane varsa, bilmediğiniz bir özelliğini söyleyeyim: Uykuya daldığınızda canlanırlar ve evinizde gezerler, postalarınızın arasına girip uyurken sizi seyrederler. | TED | شيء آخر حول هذا الموضوع، إن كان لديك واحد في المنزل، دعوني أخبركم عن أحد الميزات التي قد لا تعرفونها: عندما تغفو، يصبح حياً ويمشي حول منزلك ويفتش في بريدك ويراقبك وأنت نائم. |
| Postacı içinde bir tane var mı? | Open Subtitles | هل لديك واحد بشكل ساعي بريد.. ؟ |
| -İşaretle. bir tane daha buldum. | Open Subtitles | لديك واحد آخر يونيو التاسع عشر، 1971 |
| Benden de bir tane yok, değil mi? | Open Subtitles | أنت ليس لديك واحد مني أليس كذالك؟ |
| Sende bunlardan bir tane var mı? | Open Subtitles | ولم يتم تفجيره، هل لديك واحد منهم؟ |
| Benim için de var mı onlardan? | Open Subtitles | لديك واحد لي؟ |