| Ben bunu alacağım, madem yapacak başka bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | أنا موافقة ، خصوصًا أنّه لا يوجد لدينا شيء آخر |
| Bence birbirimizden öğrenecek bir şeyimiz var, öyle değil mi? | Open Subtitles | اعتقد انه لدينا شيء لنتعلمه من كلينا، ألا تظن ذلك؟ |
| bir şey bulduk! Şimdi yaygın olarak bu dosyalara nereden erişildiğini görüyoruz. | Open Subtitles | لدينا شيء هنا، الآن نرى من أين يتم الدخول عادةً إلى الملفات |
| Eskiden, o da oyunu oynarken paylaştığımız bir şey var gibi hissediyordum. | Open Subtitles | في ذلك الوقت عندما كانت تلعب لعبة شعرت كان لدينا شيء مشترك. |
| Toksin dışarıda, nereye gittiğini bilmiyoruz Kaminsky konuşmuyor, elimizde bir şey yok. | Open Subtitles | السميات في الخارج ولا نعلم إلى أين هي متجهة كامنسكي لن يتكلم ليس لدينا شيء |
| Birbirimize karşı çok iğrenciz ama hala yapacağımız bir şeyler var. | Open Subtitles | بالتأكيد كنا سيئين نحو بعضنا البعض لكن كان لدينا شيء مازال لدينا |
| Bilirsin. bizim ortak bir noktamız var. | Open Subtitles | أتعرف، نحن الإثنان لدينا شيء مشترك، إلى جانب |
| Buradaki gerçekten ben olsaydım, o zaman üzülecek bir şeyimiz olurdu. | Open Subtitles | إذا كنت أنا المتواجد هنا, عندها كان لدينا شيء للقلق حوله. |
| Eğer polislere verecek bir şeyimiz olursa ortada A.D. diye bir şey kalmaz. | Open Subtitles | اذا كان لدينا شيء لنسلمه للشرطة فلن يكون هناك المزيد من آي دي. |
| Güçten daha iyi bir şeyimiz, umudumuz var. | Open Subtitles | ربما لدينا شيء افضل من القوة لدينا الامل |
| Bilmiyorum. Dua etmekten başka yapacak bir şeyimiz kalmadı. | Open Subtitles | لا أعلم، لم يبقى لدينا شيء نفعله سوى الصلاة |
| - Konuşacak bir şeyimiz olsun diye! | Open Subtitles | بحيث سيكون لدينا شيء للحديث عن ذلك فإنه لن يكون محرجا. |
| Otobüslerin üzerinde kameralar var ve işte! bir şey bulduk. | Open Subtitles | الحافلات لديها كاميرات عليها وها هى ذا لدينا شيء ما |
| -Buraya gelin, bir şey bulduk. Onu gördük! | Open Subtitles | لدينا شيء ما هنا يبدو انه لدينا صورته |
| Derler ki: "kutuda bir şey var; ve girdiler ve çıktılar var". | TED | العلماء يحبون أن ينظروا إلى أنظمة كهذه. يقولون: لدينا شيء في صندوق, و لدينا مدخلاته و مخرجاته. |
| Pekala, sınıf. Bugün sırayla bakacağımız özel bir şey var. | Open Subtitles | حسن أيها الفصل ، لدينا شيء جميل لهذه الفترة |
| elimizde bir şey yok o zaman. - Hayır, birşeyler var. | Open Subtitles | إذاً ليس لدينا شيء - لا , لدينا شيء ما - |
| Sonunda elimizde bir şey var, değil mi? | Open Subtitles | على الأقل لدينا شيء الآن، أتعلم؟ |
| Ama sanırım, bizim bu konuda konuşacağımız şeyler var. | Open Subtitles | لكنى أعتقد أنا وأنت لدينا شيء يجب أن نتحدّث عنه |
| kaybedecek hiçbir şeyimiz yok ve kazanacak çok şeyimiz var. | TED | ليس لدينا شيء نخسره، ويمكن أن نكسب كل شيء |
| Tanrım, ortak bir noktamız var. | Open Subtitles | وهذا هو الجزء المفضل لدي ايضا لدينا شيء معتقد |
| Elimizde çok bir şey yok, ama bir şeyler olduğu kesin. | Open Subtitles | كما قلتَ ، ليس لدينا الكثير، ولكن بالتأكيد لدينا شيء ما. |
| Biliyorum, sana korkunç görünüyor olabiliriz ama hala verebilecek bir şeylerimiz var. | Open Subtitles | أعرف اننا يجب أن نبدو فظيعون إليكم لكننا ما زال لدينا شيء نقدمه اليكم . .. |
| Otobüslerden daha büyük ve eğer burayı kapatırsam elimizde hiçbir şey kalmaz. | Open Subtitles | إنّه أكبر من الحافلات، وإن أغلقتُ هذا المكان، فلن يكون لدينا شيء. |