| Yani o bağlılık sorunları var sizce ya da o en sadece çok seçici düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | إذاً هل تعتقدين أن لديها مشاكل بالارتباط أَو هل تَعتقدين بأنّها فقط صعبة الإرضاء جداً؟ |
| Sara'nın erkek arkadaşı var mıydı? Ya da herhangi biriyle sorunları var mıydı? | Open Subtitles | هل سارة لديك صديق أو أي شخص كانت لديها مشاكل مع؟ |
| Roy, sanırım eşinin doğru söylemekle ilgili sorunları var. | Open Subtitles | نعم يبدو روي أن زوجتك لديها مشاكل مع الحقيقة |
| - Kısırlık sorunu var! | Open Subtitles | لديها مشاكل في الخصوبة ما الفارق الذي يصنعة هذا ؟ |
| Mali seçenekleri tartışacağız. Bir sürü çiftliğin para sorunu var. | Open Subtitles | للحديث حول بعض الأمور المالية، العديد من المزارع لديها مشاكل مادية |
| Kendi kendine vururdu ve burnunu kanatırdı ve temizlik sorunları vardı -- büyük temizlik sorunları vardı. | TED | لقد صدمت نفسها وحتى نزيف بالأنف وكانت لديها مشاكل مع النظافة مشاكل كبيرة حقاً |
| Onun da problemleri var. Sen gibi, ben gibi, herkes gibi. | Open Subtitles | لديها مشاكل أيضاً مثلك ، مثلي ، مثل أي شخص |
| - Biraz aile sorunları var. | Open Subtitles | أعرف أنها كذبت في السابق وأخبرتنا بأن لديها مشاكل عائلية،لكن |
| Onun duygusal sorunları var. Ben olmadan ne yapacağını bilemez. Eğer ona bakmazsam o... | Open Subtitles | لديها مشاكل عاطفية، إنها ضائعة بدوني إن لم أرعاها، فسوف.. |
| Biz de sorunlarımız olduğunu sanıyoruz. Asıl o ailenin sorunları var. | Open Subtitles | ونعتقد أن لدينا مشاكلاً كما تلك العائلة لديها مشاكل |
| Ama her büyük fikir gibi büyük sorunları var. | Open Subtitles | لكنّ مثل كلّ الأفكار الكبيرة، لديها مشاكل كبيرة. |
| Kendimi savunacak olursam, o kızın baba sorunları var. | Open Subtitles | حسنًا ، في دفاعيّ الشخصي، لديها مشاكل أبويه. |
| Evet. Güven sorunları var. | Open Subtitles | أجل، لديها مشاكل تتعلّق بالثقة |
| Ama ilişkileri sürdürmekte bir sorunu var, okuyucularımızın bir çoğu gibi sorunun ne olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | لكنها لديها مشاكل فى العلاقات الخاصه و هى حقا لا تعلم ما هو الخطاء الذى فعلته |
| Benim anneminde alkol sorunu var. | Open Subtitles | امي لديها مشاكل بالادمان على الشرب ، ايضا |
| Eminim bilmiyordunuz ama çocukluğundan beri ortodontik sorunları vardı. | Open Subtitles | أنا متأكدة أن لا أحد منكم يعرف ولكن كان لديها مشاكل بالتسوس منذ أن كانت طفلة |
| Annenin sorunları vardı, düzelmek için de bir şey yapmıyordu. | Open Subtitles | امك لديها مشاكل ولا تقوم بأى شيء لمساعدة نفسها |
| 25 yaşında kadın, uyuma problemleri var. | Open Subtitles | امرأة بالخامسة و العشرين لديها مشاكل بالنوم |
| Öfke kontrol sorunları olan sadece Daphne değilmiş. | Open Subtitles | دافني ليست الوحيدة التي لديها مشاكل مع الغضب |
| Zavallı zengin güzelinin sorunları varmış. | Open Subtitles | مسكينة الفتاة الجميلة الثرية لديها مشاكل |
| Görünüşe göre onun tüm problemlerinin kaynağı benim. İnan bana, senden önce de problemleri vardı... | Open Subtitles | على ما يبدو أنا أساس كل مشاكلها ثق بي لديها مشاكل قبل أ ن تعرفك |
| Yani neden San Antonio'da, Texas'da böyle sorunlar yok? | Open Subtitles | أعني,هل سان أنطونيو,تكساس لديها مشاكل مثل هذه؟ |
| Çünkü ma soeur-- kızkardeşim, mahkemede sorun yaşıyor. | Open Subtitles | لأن أختي لديها مشاكل مع المحاكم |