| Pekâlâ, lafı gevelemeye vaktim yok. | Open Subtitles | كل الحق، وليس لديهم الوقت للفوز في جميع أنحاء بوش. |
| Bu oyunları oynamak için vaktim yok. | Open Subtitles | أنا دون أبوس]؛ ر لديهم الوقت للعب هذه الألعاب. |
| Çalışan bir kadınım ve aşağıda bir şeyler aramana vaktim yok. | Open Subtitles | أنا امرأة عاملة... وأنا لا وأبوس]؛ ر لديهم الوقت بالنسبة لك أن يكون هناك في الأسفل للبحث عن ذلك. |
| Benim için çok değerli; fakat hiç zamanım yok. | Open Subtitles | أنا أقدر ذلك كثيرا، ولكن أنا لا و [أبوس؛ ر لديهم الوقت. |
| Bir çembere atış yapmanı izleyecek zamanım yok. | Open Subtitles | I دون، ر لديهم الوقت لمشاهدة تبادل لاطلاق النار الأطواق. |
| Sen gazete okurken buralarda durmak için vaktim yok. | Open Subtitles | أنا دون أبوس]؛ ر لديهم الوقت للوقوف حول حين تقرأ ورقة... والنظام الغذائي في... |
| Çok zamanım yok. | Open Subtitles | I أبوس]؛ ليس لديهم الوقت. |