| Çok geniş bir şehir manzaraları var ayrıca işe yürüyerek gidebilirim. | Open Subtitles | لديهم تلك المناظر الجميلة المطلة على المدينة بإمكاني المسير إلى العمل |
| Bunlardan Arcturan mega-savaşçılarında da var. | Open Subtitles | لديهم تلك الأشياء فى شاحنات شاحنات أركوتوران الكبيرة |
| Bilimin bu yeni branşının babasıymışım gibi garip bir teorileri var görünüyorlardı. | Open Subtitles | يبدو ان لديهم تلك النظريه الغريبه انني الاب الروحي لهذا الفرع الجديد من العلم ولكنني طردتهم |
| Fraziers Bottom'da bir festival yapılmıştı, dönen bir alet vardı, ve kenarlara tutunup, düşmemeye çalışıyordun. | Open Subtitles | عندما اتى هذا الكرنفال إلى قاع فرازيرس و كان لديهم تلك الجولة حيث يسرّع حولها وأنت يجب أن تقف ضدّ الجانب والمركز يسقط |
| Eskiden elektrikli zamazingolar mı vardı? | Open Subtitles | تعلمين, بالأيام القديمة لم يكن لديهم تلك الآلات الكهربائية |
| - Hani kocaman akrepli kaseleri vardı. | Open Subtitles | تذكر لديهم تلك السلطانيات الكبيره من العقارب؟ |
| Bilimin bu yeni branşının babasıymışım gibi garip bir teorileri var görünüyorlardı. | Open Subtitles | يبدو ان لديهم تلك النظريه الغريبه انني الاب الروحي لهذا الفرع الجديد من العلم ولكنني طردتهم |
| İlanları var. | Open Subtitles | وبعد ذلك, كما تعرفين, لديهم تلك الأعلانات؟ |
| İnsanların hissetiklerine göre değişik durumları kaydedebilen kayıt cihazları var. | Open Subtitles | لديهم تلك الكاميرات التي بوسعها تسجيل لونكِ الصادر عنكِ عندما تشعرين بمشاعر مختلفة |
| Hepsinde aynı yerde, ensenin üzerinde bir tane var. | Open Subtitles | أنهم جيمعاً لديهم تلك البقعة هناك فى أعلى الرقبة |
| Öyle bir şansı olmayan üç kişi var. | Open Subtitles | هناك ثلاث أشخاص، لن يكون لديهم تلك الفرصة. |
| Bak, koridorda çöp kanalı var. | Open Subtitles | نعم انظري، لديهم تلك المساقط لإلقاء القمامة من الأروقة |
| Kırmızı KIA? Binlerce insanda var o arabadan. Anneannemde bile var! | Open Subtitles | الكثير من الناس لديهم تلك السيارة جدتى تملك واحدة |
| Sadece, bizimkilerin şu aptal röportaj olayı var ailenin imajını korumak için beni kuleye kapattılar. | Open Subtitles | أنـا بخير. أن والديّ فقط لديهم تلك المقابلة الحمقاء، لذلك يرغبوا بأن أختفي، |
| Kısacık bacakları olan yavrular var. | Open Subtitles | لديهم تلك الفصيله الغريبة التبي لديا ارجل قصيرة |
| Sınırda çalıştığım kartelin bir rutini vardı. | Open Subtitles | أذكر تلك العصابة التي عملت معها على الحدود .. كانت لديهم تلك العادة |
| Üniversitedeyken bile o Beastie Boys posterin vardı. | Open Subtitles | حتى في الجامعة لديهم تلك الملصقات الوحشية المريعة |
| Kırmızı ve mavi keçeli oturağı olan altın kaplama futbol kaskı şeklinde bir koltukları vardı. | Open Subtitles | لديهم تلك الأريكة... ذلك الكرسي الذي كان كخوذة كرة قدم بلاستيكية ذهبية... ومقاعد مبطّنة ذات لون أحمر وأزرق. |
| Çizgi romanların arkasında kızları hipnoz ve x-ray gözlüklerle tavlama reklamları vardı. | Open Subtitles | كان لديهم تلك الإعلانات على خلفيات الكتب الهزلية فى كيف تحصل على البنات Xمن خلال التنويم المغناطيسى ونظارات أشعة |
| Elena ve Pitino'nın önünde o günlerden vardı. | Open Subtitles | خوزيه) و (إلينا بيتيون) كان لديهم تلك الأيام) |