| William'ın başka bir sevgilisi var ve bir çocukları olmuş. | Open Subtitles | (ويليام) كان لديه عشيقة أخرى، وقد حصلا على طفلٍ معاً |
| Wilson'ın sevgilisi var. | Open Subtitles | (ويلسون) لديه عشيقة |
| Babam yaşlı ama nepal'li bir polerma metresi var. | Open Subtitles | والدي لديه عشيقة في باليرمو ونابولي. |
| Herifin bir metresi var. | Open Subtitles | ذاك الوغد لديه عشيقة. |
| Adam'ın bir metresi varmış. Vanessa Dewald. | Open Subtitles | آدم لديه عشيقة اسمها فينيسا ديوالد |
| kız arkadaşı olan erkekler için kadınlar kocalarını terk etmezler. | Open Subtitles | لا تترك المرأة زوجها لأجل رجل لديه عشيقة |
| Metresinin metresi vardı. | Open Subtitles | لديه عشيقة للعشيقة |
| Daha siz evleneli bir yıl bile olmadan bu piç kurusu kendine bir sevgili mi buldu? | Open Subtitles | حتى تتغير بعض الامور انتى لم تتزوجى هذا العام وهذا الحقير لديه عشيقة |
| Önemli değil ya. Howard'ın sevgilisi var. | Open Subtitles | لايهم هاوارد) لديه عشيقة) |
| Adamın metresi var. | Open Subtitles | لديه عشيقة سرية |
| - Şerif Booth'un metresi var. | Open Subtitles | الشرطي (بوث) له علاقة غرامية لديه عشيقة |
| Başkanın Ellie adında bir metresi olsaydı ve Rittenhouse bu ilişki kendisiyle ilgiliymiş gibi davranıp kendini feda ederek istifa etseydi ve başkan ona bir yat hediye etseydi? | Open Subtitles | أوه، أوه، أوه (الرئيس لديه عشيقة تدعى (إيلى و (رايتنهاوس) يدعى انها عشيقته |
| Tamam. Mark'ın bir metresi olduğunu ne zamandır biliyordunuz? | Open Subtitles | حسناً ، مُنذ و أنتِ على علم بأن (مارك) لديه عشيقة ؟ |
| O ve kız arkadaşı bizi öldürmek istiyorlar. | Open Subtitles | إنه يتظاهر أمامكم لديه عشيقة, إنه يتظاهر |
| metresi vardı. | Open Subtitles | كان لديه عشيقة. |
| Daha siz evleneli bir yıl bile olmadan . bu piç kurusu kendine bir sevgili mi buldu? | Open Subtitles | انتى لم تتزوجى هذا العام وهذا الحقير لديه عشيقة |