| Ağa, çek şu arabayı yoldan, Yapacak çok işim var! | Open Subtitles | يا سيد أبعد السيارة من هنا لدي الكثير من الأعمال. |
| Pekala, Yapacak çok işim var. Gidip yapayım en iyisi. | Open Subtitles | حسناً لدي الكثير من الأعمال لأنفذها لذلك سوف أذهب لأقوم بها |
| Çok işim var, seninle vakit harcayamam. | Open Subtitles | لدي الكثير من الأعمال و لا أستطيع تضييع و قتي عليك |
| Yapacak bir çok iş var da. Beynim patlayacak nerdeyse. | Open Subtitles | لدي الكثير من الأعمال لعملها، أشعر وكأن راسي سينفجر. |
| Bitirilmemiş bir işim var, bir sürü işim var. | Open Subtitles | أنا لدي أعمال لم تنتهي, أنا لدي الكثير من الأعمال التي لم تنتهي. |
| Çok isterim ama Yapacak çok işim var. | Open Subtitles | أود ذلك لكن.. لدي الكثير من الأعمال لأعملها |
| Yarın Yapacak çok işim var. Keki almam gerekiyor. | Open Subtitles | لدي الكثير من الأعمال غداً علي أخذ الكعكة |
| Kullanmam, Bay Dicker. Pekala, Yapacak çok işim var. | Open Subtitles | لن أفعل يا سيد "ديكر"، حسناً، لدي الكثير من الأعمال |
| Sabah Yapacak çok işim var. | Open Subtitles | لدي الكثير من الأعمال يجب عملها صباح غد |
| Yapacak çok işim var. | Open Subtitles | لدي الكثير من الأعمال للقيام بها |
| Yapacak çok işim var. | Open Subtitles | لدي الكثير من الأعمال; |
| Çok işim var, seninle vakit harcayamam. | Open Subtitles | لدي الكثير من الأعمال و لا أستطيع تضييع و قتي عليك |
| Sanmıyorum. Yapılacak çok iş var. Misafirlerimizle ilgilenmeliyim. | Open Subtitles | لا أعتقد ذلك، لدي الكثير من الأعمال بجمع هذه القطعة. |
| Burada yapmam gereken çok iş var. | Open Subtitles | لدي الكثير من الأعمال لأقوم بها هنا. |
| Düğünle ilgili çok iş var. | Open Subtitles | لدي الكثير من الأعمال في الزفاف |
| Dinle, dostum, reddedilmiş eski sevgililerle uğraşmak dışında yapacak bir sürü işim var. | Open Subtitles | يا رجل، لدي الكثير من الأعمال فضلاً عن التعامل مع علاقة سابقة |
| Bunun için mutluyum ama yapılacak bir sürü işim var. | Open Subtitles | سعيدة به، لكن لدي الكثير من الأعمال لأقوم بها. |
| Yapacak bir sürü işim var. | Open Subtitles | لدي الكثير من الأعمال لأقوم بها هنا كما تعلم |