| Size panjurların tozunu almak için zamanım yok diyebilirim ama bu doğru değil. | TED | يمكننني القول ليس لدي الوقت لإزالة الغبار عن ستائري ولكن هذا ليس صحيحًا. |
| Şuanda bunu tartışmak için zamanım yok. Bu iki üniformayı almak istiyorum. | Open Subtitles | ليس لدي الوقت لمجادلة ذلك الأن أريدكم أن تأخذو هذا الزي الموحد |
| Tur otobüsü soygunu mu? Hala vaktim var. | Open Subtitles | سطو على حافله سياحيه لازال لدي الوقت الكافي |
| Böyle davranmak için vaktim yok, hemen gidip biraz bakım yapmalıyım. | Open Subtitles | ،ليس لدي الوقت للتصرف ..يجب بأن أدخل وأعمل بعض الصيانة الآن |
| zamanım var, sen de pek kalitelisin. | Open Subtitles | الآن لدي الوقت و أنت على حق حصلت على النوعية الممتازة |
| Cumartesi günü evleniyorum. Buna ayıracak vaktim yok. | Open Subtitles | أنا سأتزوج هذا السبت أنا فقط ليس لدي الوقت لذلك |
| Para olmadığı çok belli ve benim de iade edecek zamanım yok. | Open Subtitles | من الواضح انها ليست نقداً وليس لدي الوقت في حياتي لإرجاع الأشياء |
| Sana okumak istediğim bir yer var. Bunun için zamanım yok. | Open Subtitles | هناك ذلك الجزء اود ان اقرأه عليك ليس لدي الوقت لهذا |
| Sizin için tüm bu şeyi oynatmaya zamanım yok, ama iki kısa klip göstermek istiyorum. | TED | ليس لدي الوقت لأريكم الفيديو كاملا، ولكنني أريد أن أريكم مقطعين قصيرين. |
| Turist otobüsü soygunu. vaktim var. | Open Subtitles | سطو على حافله سياحيه لازال لدي الوقت الكافي |
| Sizler beni bırakalı konuşacak çok vaktim var. | Open Subtitles | أصبح لدي الوقت الكثير منذ أن إستبعدت من قبل رجالك. |
| Yeterli vaktim var ve telefonda oranın isminden bahsettiğini duydum, ve sonra bu broşürü buldum. | Open Subtitles | لدي الوقت , و سمعتك تذكر أسمائهم على الهاتف و بعد ذلك وجدت الدليل |
| Gerçekten takdir ettim ama şu an hiç vaktim yok. | Open Subtitles | وأنا أقدر ذلك حقا , ولكن ليس لدي الوقت الآن. |
| Doktorumu aramaya vaktim yok. O ilaçlara şimdi ihtiyacım var. | Open Subtitles | ليس لدي الوقت لأتصل بطبيبي أحتاج إلى هذه الحبوب الأن |
| Oğlumu bu kadar mutlu yapan kadını tanımak için çok zamanım var. | Open Subtitles | انا لدي الوقت الكافي لاتعرف على الفتاة التي جعلت ابني سعيد بـ هذا الشكل |
| Ne bu konuyu uzatacak zamanım var ne de böyle bir isteğim. | Open Subtitles | حقا ليس لدي الوقت أو الرغبة في مواصلة سحب هذا. |
| Dell, şu an sana ayıracak vaktim yok. | Open Subtitles | يجب ان أكلمك ديل,ليس لدي الوقت لمحادثتك الان |
| Buraya gelmeden önce kendime çeki düzen verecek vaktim yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدي الوقت لأصلح من نفسي قبل المجيء |
| Şu anda sana ayıracak yeterince zamanımın olmaması ne yazık. | Open Subtitles | للأسف ليس لدي الوقت الكافي من اجلك حالياً |
| Senin için üzülecek ne sabrım ne de vaktim var. O yüzden bu tek seferlik bir öneri. | Open Subtitles | والآن أنا ليس لدي الوقت أو الصبر لأشعر بالأسى لأجلك لكن هذا عرض ولمرة واحدة |
| Tabii ya, doğum iznimde bolca zamanım vardı. | Open Subtitles | ومع إجازتي الخاصة بالحمل، كان لدي الوقت. |
| Bak, zamanım çok az, dostum. Şu anda buna ayıracak zamanım yok. | Open Subtitles | أنا محكوم بالوقت يا رجل وليس لدي الوقت |