| Jestini takdir ettim,ama sana söyledim, Metron'daki laboratuarla bir ilgim yok. | Open Subtitles | أقدر تلك البادرة ولكني أخبرتك بأن ليس لدي علاقة بالمختبر الموجود في ميترون |
| Eşimi öldürmekle suçlandım ama bununla hiç bir ilgim yok. | Open Subtitles | كنتُ مُبرأ من قتل زوجتي، وليس لدي علاقة بهذا. |
| Ebeveynlerim hep timsahlarla sağlıksız bir ilişkim olduğunu söyledi. | TED | دائما يخبرني والداي أنه لدي علاقة غير طبيعية مع التماسيح. |
| Başkasıyla eksiksiz bir ilişkim var. | Open Subtitles | لدي علاقة كاملة مع شخص آخر ألا تفهميني ؟ |
| Hayır. Bununla bir alakam yok. Özel tim kendi karar vermiş... | Open Subtitles | لا، ليس لدي علاقة بهذا لقد قرر فريق "س.و.ا.ت" لوحده |
| Onunla bir yakınlığım var. | Open Subtitles | لدي علاقة معه |
| Benim o konuyla bir ilgim yok. Yemin ederim. | Open Subtitles | ليس لدي علاقة بأي من هذا يارجل أقسم لك |
| Annemin ölümüyle bir ilgim olabileceğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعتقدون بأن لدي علاقة بوفاة أمي |
| - bir ilgim olduğunu mu düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | تظن أن لدي علاقة بهذا؟ أجلس |
| -Ama o çocuk şimdi ölü. -Bununla bir ilgim yok. | Open Subtitles | ليس لدي علاقة بذلك |
| Onun ölümü ile hiç bir ilgim yok. | Open Subtitles | ليس لدي علاقة بمقتلها. |
| Onun ölümüyle hiç bir ilgim yok. | Open Subtitles | ليس لدي علاقة في موته |
| Spor, seks, kimseyle gerçek bir ilişkim olmadı. | Open Subtitles | رياضه، جنس. ليست لدي علاقة حقيقية مع أي شخص ماذا عنك؟ |
| Umarım başka biriyle görüşmüyorsundur. Çünkü bir kişilik daha sandalyemiz yok. Başka bir ilişkim yok. | Open Subtitles | آمل انك لا تواعد امراة اخرى لاننا لا نملك مقاعد كافية بالاسفل ليست لدي علاقة اخرى لكني كنت اتسلل واخفي امورا عنك |
| Yargıçla uygunsuz bir ilişkim olduğunu düşündün, ...bu sayede bir koz bulduğunu sandın ve onu saf dışı etmeye zorladın. | Open Subtitles | لقد خمنتي بأنه لدي علاقة تجمعني مع القاضي لذا عثرتي على نفوذ وطردتيه من القضية |
| Ayrıca, tam açıklık -- güreşçilerinizden biriyle daha önce romantik bir ilişkim vardı. | Open Subtitles | وللإيضاح الكامل أيضاً - - كان لدي علاقة رومانسية سابقة مع أحد لاعبيك |
| Öyle bir kişiyle ilişkim var. | Open Subtitles | حسنا، لحسن الحظ، كان لدي علاقة مع أحدهم. |
| Bilmiyorum TV ile aşk nefret ilişkim var. | Open Subtitles | لا ، لدي علاقة حب و كره رائعة مع التلفاز. |
| Hayır, bu malla hiçbir alakam yok benim. Yo! Neden silahları indirmiyoruz? | Open Subtitles | كلا, ليس لدي علاقة بهذا الهراء" "لِمَ لا نضع الأسلحة أرضاً؟ |
| Onunla bir yakınlığım var. Evet. | Open Subtitles | لدي علاقة معه |
| Ayrıca Kemp ile bir dostluğumuz var onunla yalnız konuşmalıyım. | Open Subtitles | بالإضافة ، لدي علاقة مع كيمب ويجب أن أتحدث إليه لوحدنا |