"لدي متسع من" - Translation from Arabic to Turkish

    • zamanım
        
    • vaktim var
        
    Pekala, tüm bu adamları çürüteceğime dair söz verdim ama çok zamanım kalmadı o yüzden sadece bir kaçını daha çürütmeme izin verin. TED حسناً، لقد وعدت أن أفنّد كل تلك الإدعاءات و لم يبق لدي متسع من الوقت لكن دعني أفند القليل بعد
    Aslında tahminimi atlayacağım, çünkü zamanım bitiyor ve işte soru, ne olacak? TED والحقيقة أني لن أخبركم بتوقعاتي لأنه لم يعد لدي متسع من الوقت، والسؤال هو، ما الذي سيحدث؟
    Sahneye kimse gelip parayı değiştirmese bile, gidip parayı açıp görmek istemediğim şeyi görüp tekrar kapatmak için zamanım olmayacak. TED لئلا يستطيع أحد تبديل ورقة الدولار ولكي لا يكون لدي متسع من الوقت لأفتح ورقة الدولار وأغلقها وأرى ما لا أريد أن أراه.
    Yok, yok. Bir toplantım bitmek üzere. Bolca vaktim var. Open Subtitles لا , لقد انتهيت من اجتماع للتو لدي متسع من الوقت
    Yani girip çıkacak kadar vaktim var. Open Subtitles لذا, أعتقد أن لدي متسع من الوقت لغطسة صغيرة
    Bununla ilgili çok ilginç teoriler var. zamanım olsaydı size bunları anlatmak isterdim. TED هناك بعض النظريات المثيرة للاهتمام التي ساُخبركم عنها، إذا كان لدي متسع من الوقت.
    Şu anda onun bir kopyasını çıkaramam! Bunu yapacak zamanım yok! - Tamam, tamam. Open Subtitles .لا يمكنني أن أعمل نسخة له ليس لدي متسع من الوقت للقيام بذلك
    Buna zamanım yok! Ortak bir arkadaşımız öldü. Open Subtitles هل تمازحني, ليس لدي متسع من الوقت ان صديق مشترك قد مات ,لقد قتلوها
    Fazla zamanım yok. Yaklaşıyorlar. Open Subtitles ليس لدي متسع من الوقت يا رجل، إقترب موعد أولئك الأوغاد
    Ama fazla zamanım yoktu. Sadece sabaha kadar vaktim vardı. Open Subtitles لكن ليس لدي متسع من الوقت مهلتي تمتد حتى الصباح فقط
    Eğer fazla zamanım olsaydı, seni kedi yumağıymışsın gibi sopayla döverdim. Open Subtitles لو كان لدي متسع من الوقت لناقشتُكِ في هذا مراراً
    Peki, ama önce oku ve sonra karar ver çünkü benim değişiklik yapacak pek zamanım olmadı ve bazı olaylar var istediğim gibi anlatılmayan. Open Subtitles حسنٌ ، اقرأوه أولاً وبعد ذلك ...قرروا لأني لم يكن لدي متسع من الوقت لتغيير أحداثه و ثمة حالات لم تكن كما أردتها بالضبط
    Fazla zamanım yok. Uçağa çok geç kaldım. Open Subtitles ليس لدي متسع من الوقت فضلاً عن أنني متأخرة عن الطائرة
    Kramer, bu testi bitirmem gerekiyor. Fazla zamanım da yok. Open Subtitles (كرايمر)، علي إجابة هذا الإختبار، ليس لدي متسع من الوقت
    Ve onu bulmak için fazla zamanım yok. Open Subtitles وليس لدي متسع من ..الوقت للعثور عليه
    Bu konuyu seninle tartışacak zamanım yok. Open Subtitles حسنا",ليس لدي متسع من الوقت ان اجدالك في هذا ,يا ابني
    - Hiç gerek yoktu. - zamanım vardı. Evet ama bir dahakine biz hallederiz. Open Subtitles لدي متسع من الوقت لذلك - حسنًا، ولكن فيما بعد سنفعل ذلك بأنفسنا -
    Demek oluyor ki dipnotlarımı gözden geçirmek için hala vaktim var. Open Subtitles مما يعني أنه لا زال لدي متسع من الوقت لأتذكر هوامشي...
    İyi, çünkü 9/11 Anma günü 10. yıl dönümü albüm tanıtımına kadar biraz vaktim var. Open Subtitles جيد ، لأن لدي متسع من الوقت قبل 11/9 الذكرى السنوية العاشرة لإطلاق الألبوم
    vaktim var diye ben de Market Caddesi'nin oradaki sinemanın arkasına çektim. Open Subtitles كان لدي متسع من الوقت لاضيعه لذا , انا ... انا توقفت خلف تلك المسارح في شارع السوق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more