| Yani, Eğer emin değilseniz, öyleyse, oturun. Gidip evinizde bekleyin. | Open Subtitles | لذا إذا لم تكونونا واثقين فاجلسوا و ابقوا في منازلكم |
| Özel kasa anahtarlarının üzerinde kasa numarası bulunmaz Eğer kendi anahtarı değilse doğru kasayı bulana kadar hepsini denemek zorundaydı | Open Subtitles | مفاتيح صناديق الودائع ليس عليها أرقام. لذا إذا لم يكن مُفتاحه، فعليه تجريب كلّ قفل حتى يصل إلى الصندوق الصحيح، |
| Eğer elimde yazılı yetki olmazsa, bu iş daha başlamadan biter. | Open Subtitles | لذا إذا لم أحصل على إذن خطي ستنتهي هذه العملية قبل أن تبدأ |
| Yani, kişisel olarak en iyisini yapamazsan... kendince hayal kırıklığına mı uğrarsın? | Open Subtitles | لذا إذا لم تبذل أكبر جهودك هل خاب أملك في ذاتك ؟ |
| Dinletin, kamyon beş dakika önce yola çıktı Yani Eğer arkasından koşmak istiyorsanız... | Open Subtitles | اسمع، الشاحنة غادرت بالفعل منذ 5 دقائق . . لذا إذا لم تكن تريد أن تركض وراءها |
| Eğer olaya, üçüncü bir şahıs karışmamış ise cinayetleri büyük ihtimal bu kadın işledi. | Open Subtitles | لذا إذا لم يكن هناك طرف ثالث في القضية، ستكون هي المشتبه بها بقوة |
| Eğer benimle çıkmak istemiyorsan, lütfen sadece söyle çünkü bu oyun oynama işlerini sevmiyorum. | Open Subtitles | لذا إذا لم ترغب بالخروج معي فقط قلها . لأنني لست أهوى قصة اللعب هذه |
| Eğer başka söyleyeceğin bir şey yoksa lütfen ofisimden çıkar mısın? | Open Subtitles | لذا إذا لم تمانع هل يمكنك رجاءً الخروج من مكتبي؟ |
| Eğer bana söyleyecek başka bir şeyin yoksa, neden New York'a dönmüyorsun? | Open Subtitles | لذا,إذا لم يكن هناك شيئا تود الحديث عنه لما لا تعود إلي نيويورك |
| Bak, bu evde daha fazla kalacağımı zannetmiyorum Eğer sakıncası yoksa, yalnız kalmak isterim. | Open Subtitles | انظر, لا أعرف إذا ماكنت سأبقى في المنزل مدة أطول لذا إذا لم تمانع أود أن اكون مع نفسي |
| Eğer bir gün içinde hepsini paketleyemezsen, New York'a sensiz dönmek zorunda kalırım. | Open Subtitles | لذا إذا لم تستطع جمع أغراضك خلال يوم سأكون مجبرة بأن أعود إلى نيويورك بدونك |
| Yani sakıncası yoksa yapacak çok işim var. | Open Subtitles | لذا, إذا لم يكن لديك مانع، لدي في الواقع عمل علي إنجازه. |
| Ayrıca, sonunda evedönüş fotoğraflarını da yükledim, Yani çoktan iyi hissetmiyoduysam bile, şuan kesinlikle hissediyorum. | Open Subtitles | بالإضافة ، لقد حمّلت صور حفلة العودة أخيراً لذا إذا لم أكن أشعر أفضل فالآنبالتأكيدأشعرأفضل. |
| Yani sizin için de bir sakıncası yoksa bu akşam ikramları ben yapacağım. | Open Subtitles | لذا إذا لم تمانعوا سوف أقوم أنا بالاهتمام بكم الليله |
| Yani yatağın burada değilse, maalesef onu bulamazsın. | Open Subtitles | لذا إذا لم يكن فراشك هنا أخشى انه ضاع مرحباً,أراهن انه ذاك الفراش |
| Aslında birçok kişiye de işe alındığımı söylemiş bulundum, Yani Eğer işe alınmadıysam, kovulmuş gibi gözükürüm. | Open Subtitles | ولقد أخبرت بعض البشر أنني توظفت هنا لذا.. إذا لم أتوظف فستبدو الحالة وكأنني مطرود |
| Yani elfler bir maç yapmamışlarsa ve goblinler iki maç yapmamışlarsa elfler iki, goblinler bir maç yapmıştır. | TED | لذا إذا لم يلعب فريق الجان مباراةً واحدةً بالفعل، ولم يلعب فريق العفاريت بالفعل مباراتين، الحقيقة يجب أن تكون أن الجان لعبوا مباراتين والعفاريت مباراة واحدة. |
| Tüm cehennem orada gevşek kırılıyor. Eğer sakıncası yoksa Yani ... | Open Subtitles | كل الجحيم أطلق سراحه هنا ... لذا إذا لم تمانعي |