| İlerideki günlerde bu filonun böyle tarz bir lidere ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | سيحتاج هذا الأسطول لذلك النوع من القيادة خلال الأيام القادمة |
| Haklısınız, üzgünüm, eksik bir tire işaretinin böyle etki edeceğini düşünemedim. | Open Subtitles | أنا آسفة ربما لم أعطى الوقت المناسب لذلك النوع من الفواصل بين الكلمات |
| Fakat Amerikan halkının böyle bir fedakârlık yapıp yapmayacağı konusunda bir anlaşmazlık var. | Open Subtitles | لكن ثمة اختلاف حاد عمّا إذا كان عامة الأمريكيين مستعدون لذلك النوع من التضحية |
| "90 gün" niye birine katlanayimki, böyle beklemeye ne gerek var? | Open Subtitles | لماذا أهدر 90 يوم على شخصٍ ما؟ أنا لستُ بحاجة لذلك النوع من التوتر |
| Hücrenin anahtarını istiyor ama böyle bir bağa hazır değilsin? | Open Subtitles | تريد مفتاح إلى زنزانتك وأنت فقط لست مستعدّ لذلك النوع من الإلتزام؟ |
| Geçmişinde böyle bir pişmanlık olmasını istemezdim. | Open Subtitles | لا أود منكِ النظر إلى الخلف لذلك النوع من الندم |
| böyle bir cahilliğin hiçbir bahanesi olamaz. | Open Subtitles | ليس هناك عـُـذر لذلك النوع من الجهل |
| Ama böyle bir şey olmadı Hiç bir şey olmadı baba | Open Subtitles | "لكن لم يَحْدُثْ شيء لذلك النوع. لم يَحْدُثْ شيء، أب." |
| - böyle şeylerden anlarım. | Open Subtitles | عندي عين لذلك النوع من المادة. |
| Burası böyle bir keşfin yeri mi Wolfe? | Open Subtitles | أهذا حقّا المكان لذلك النوع من الإستكشاف، (والف)؟ |