| İlginç geldi dedim ki, bu fizik problemi, babana sor. | Open Subtitles | بدا لي رائعاً وانا إعتقدت بما أنه يتضمن الفيزياء أعرف أين الرجل المناسب لسؤاله |
| Ona orospu ve yanmış kahve kokusu var mı bir sor. | Open Subtitles | إذهبي لسؤاله إن كان لديه شمعة برائحة العاهرات والقهوة المحترقة |
| Ona sadece birkaç soru sormam gerek Doktor. | Open Subtitles | أحتاج لسؤاله بضعة أسئلة فحسب حضرة الطبيب |
| Ona sadece birkaç soru sormam gerek Doktor. | Open Subtitles | أحتاج لسؤاله بضعة أسئلة فحسب حضرة الطبيب. |
| Ve soracak kimsem de yok. | Open Subtitles | وليس لديّ أي شخص لسؤاله |
| - Şimdi gidip ona soracak mısın? - Hayır. | Open Subtitles | -والآن ، هلا ذهبت لسؤاله ؟ |
| Hadi, şimdi sormak için iyi bir zaman. Hadi gitsene. | Open Subtitles | أسرع ، هذا هو الوقت المناسب لسؤاله هيا. |
| Şimdi gidip ona bunu sormak için uygun bir an değil galiba. | Open Subtitles | أعتقد أنه الوقت المناسب لسؤاله |
| Ona kendin sormalısın. Ihab adına konuşamam. | Open Subtitles | ستكونين مضطرة لسؤاله ذلك بنفسك أنا لا أتحدث نيابة عنه |
| Ben, oraya git ve derhal sor derim, | Open Subtitles | أرى أن تذهبي لسؤاله مباشرة، |
| Git kendin sor. | Open Subtitles | اذهب لسؤاله بنفسك |
| - Yalan söylüyorsun. - Git ona sor. | Open Subtitles | انكي تكذبين - اذهبي لسؤاله - |
| Ona sormam gerekiyor. | Open Subtitles | أحتاج لسؤاله |
| - Kendisine sormak için sabırsızlanıyorum. Niye ona ağzının payını vermedin? | Open Subtitles | لا أطيق الإنتظار لسؤاله - ولِمَ لم تتصل به؟ |
| sormak için beni göndermemene şaşırdım. | Open Subtitles | مذهل,أنا متفاجئ أنك لم ترسلني لسؤاله |
| Ama bunca yıIdan sonra Sandy'nin yardımını istiyorsan; kendin sormalısın çünkü bu Sandy için çok şey demek. | Open Subtitles | . لكن إذا أردت مساعدة (ساندى) بعد كل هذه السنوات . (إذن أنت ستحتاج لسؤاله , لأن هذا سيعنى الكثير بالنسبة لـ (ساندى |
| Bence ona bir şeyler sormalısın. | Open Subtitles | أعتقد أنك تحتاج لسؤاله شيئاً |