| Hiçbir yere tırmanmak zorunda değilim değil mi? | Open Subtitles | لستُ مضطراً لتسلق شيء، أليس كذلك؟ |
| -Soruma cevap vermedin. -Vermek zorunda değilim. | Open Subtitles | أنتَ لم تجب على سؤالي - لستُ مضطراً للإجابة - |
| Sana söylemek zorunda değilim. | Open Subtitles | أعلم ، لكني لستُ مضطراً لأخبرك |
| Ben öyle yapmak zorunda değilim. Onun annesisin. | Open Subtitles | لستُ مضطراً لفعل ذلك أنتِ والدته |
| Bir şey söylemek zorunda değilim. | Open Subtitles | لستُ مضطراً لأقول اي كلمة آخرى |
| Sizinle konuşmak zorunda değilim. | Open Subtitles | .لستُ مضطراً للتحدّث إليكما |
| Hiçbir şey yapmak zorunda değilim. | Open Subtitles | لستُ مضطراً لفعل أيّ شيء |
| Ben bunu satmak zorunda değilim. | Open Subtitles | لستُ مضطراً لبيع هذه |
| Sana bunu söylemek zorunda değilim. | Open Subtitles | لستُ مضطراً لإخباركَ. |
| Seninle konuşmak zorunda değilim. | Open Subtitles | لستُ مضطراً للحديث معكَ |
| Ig, istemiyorsan gelecek hafta tura gitmek zorunda değilim. | Open Subtitles | (أيغ)، انظر، أنا.. لستُ مضطراً للعودة للعزف بالشارع الأسبوع القادم إن لم تكن تريدني أن أفعل ذلك |
| - Sana kendimi açıklamak zorunda değilim. | Open Subtitles | ــ لستُ مضطراً لأشرح لكَ. |