| Cam gözüne girmiş. Kurtarabileceğimden emin değilim. | Open Subtitles | الزجاج في عينه سيء جداً لستُ مُتأكدة بأنني أستطيع إنقاذه |
| Hayır, emin değilim, ama parayla ilgili olduğunu sanmam. | Open Subtitles | لا, لستُ مُتأكدة, لكن الأمر ليس حول المال. |
| emin değilim ama fazla vaktimiz yok. Hemen bizimle gelmelisin. | Open Subtitles | لستُ مُتأكدة ، لكننا لا نملك الكثير من الوقت ، يتحتّم أنّ تغادر برفقتنا بالحال. |
| Ne olduğundan emin değilim, ama bu adamın kafasını kurcalayan bir şey var. | Open Subtitles | لستُ مُتأكدة ما يكون، ولكن لديه شيء يشغل باله، هذا أمر مُؤكّد. |
| %100 emin değilim ama %95 eminim gibi. | Open Subtitles | %أنا لستُ مُتأكدة بنسبة 100 %لكنني مُتأكّدة بنسبة 95 |
| Artık gerçeği söyledim ve sonuçlarıyla birlikte yaşayabilecek miyim, emin değilim. | Open Subtitles | مُجرّد... أنني قلتُ الحقيقة الآن، لستُ مُتأكدة أنّ بإمكاني العيش مع العواقب. |
| Komutan Karzo'nun sizinle aynı fikirde olacağı... konusunda emin değilim. | Open Subtitles | لستُ مُتأكدة بأن القَائد ( كارزا) سَوف يُوافق على هذا التَقييم. |
| emin değilim. Bir saniye. | Open Subtitles | أنا لستُ مُتأكدة, لحظة واحدة... |
| - Tam olarak emin değilim. | Open Subtitles | -أنا لستُ مُتأكدة |
| emin değilim. | Open Subtitles | لستُ مُتأكدة. |