"لست بأمان" - Translation from Arabic to Turkish

• güvende değilsin
• güvende değilim
• güvende değilsiniz
• güvenli değil
• güvende olamazsın

Sen de güvende değilsin.
وتعلمين شيئا, أنت لست بأمان أيضا ولكنني لست قلقة.

Tek başına güvende değilsin, hemen buraya gel.
حَسناً، أنت لست بأمان لوحدك تعالي بأسرع ما يمكن

Owen, üsse geri dönmeni istiyorum. güvende değilsin.
، أوين ، أريدك أن تعود للمقر فأنت لست بأمان

Bende hiçbir belirti olmasa da, ...henüz güvende değilim.
أعتقد بأنني تملَصت منه بما انني لا أملك أي أعراض لكنني لست بأمان الى الآن

Burada güvende değilsiniz, Dr. Wells.
لست بأمان هنا يا د.

Ama burada olmak benim için güvenli değil. Tekrar gitmem gerek.
ولكنني لست بأمان هنا بعد الآن يجب أن أرحل مرة أخري

Küçüğünden bir bavul hazırla. Burada güvende değilsin.
احزمي امتعتك, اغراض صغيره انتِ لست بأمان هنا

Bilmen gerek ki orada güvende değilsin her neredeysen, seni hâlâ bulabilir.
عليكِ أن تعلمي بأنكِ لست بأمان هناك، أينما كنتِ، ستجدكِ

Burada güvende değilsin Leydim. Seni arayan insanlar var.
ما عنيته أنك لست بأمان هنا , سيدتي هناك أشخاص يبحثون عنك

İnsanlar hapse girer çıkar. Kardeşin hayatta olduğu sürece güvende değilsin.
من يدخل السجن سيأتي يوم ليخرج منه طالما هو على قيد الحياة، فأنت لست بأمان

Katil hala dışarıda bir yerde. güvende değilsin.
القاتل لا يزال طليقا أنت لست بأمان

Her ne demiş olursa olsun, güvende değilsin.
أيا كان ما قال, أنتِ لست بأمان

Yanımda güvende değilsin.
أنت لست بأمان هنا بعد الآن، خاصة بقربي

Dinle beni. Burada güvende değilsin.
استمعي إلي، أنت لست بأمان هنا

Benimle gel. Burada güvende değilsin.
تعال معي أنت لست بأمان هنا

- Burada güvende değilsin.
أنتِ لست بأمان هنا

Bakın, ben de güvende değilim tamam mı?
أسمع، انا لست بأمان هنا ايضاً, حسناً.

Bak, Burada güvende değilim. Dominik yakınlardadır.
لست بأمان هنا دومينيك في الجوار

Değilim, güvende değilim.
أنا لست بخير و لست بأمان

Orada güvende değilsiniz.
أنت لست بأمان.

Onlar hala seni arıyor. güvenli değil.
لازالوا يبحثون عنك لست بأمان بعد

Bir tanesini durdurdun diye güvende olamazsın.
أنت لست بأمان ، فقط لأنك اوقفتي رجل واحد