| Provaya zaman yok. Johnson büyüsü zamanı. | Open Subtitles | ليس هناك وقت للتدريب على حان وقت لسحر لجونسون |
| Cuma" dizisi voodoo büyüsü saçmalığını saptayıp katalogluyor. | Open Subtitles | إصدار الجمعة الثالث عشر لسحر الفودو السخيف |
| Geri çeviremezdim. Kardeşine yaptığın büyü hakkında ne hissetti? | Open Subtitles | لقد كان منجذباً لسحر الويكا لا يمكنني ردّه |
| Oh tabii ya.Yapamazdın. büyü için iki büyücüye ihtiyacın var. | Open Subtitles | صحيح، لا تستطيع، فأنتَ بحاجة لسحر مشعوذَين لإتمام تعويذتك |
| Tamam, göz rengimi değiştireceğim, ama bence voodoo büyüsünü boşuna harcıyoruz. | Open Subtitles | حسنا سأغير لون عيني لكن يبدو ذلك كإهدار لسحر الفودو |
| Savannah'nın Aleister'in büyüsünü kabullenmemesi gerek. | Open Subtitles | من المهم ان لاتسلم سفانا نفسها لسحر اليستر |
| Ama buna büyünün neden olduğunu hiç düşünmedim. İyi geceler, Senatör. | Open Subtitles | لكني ابدا لم انسبهم لسحر ساحر عمتم مساءا ايها السيناتور . |
| Görünüşe göre genç yardımcımı Bay Pope'un cazibesine kaptırdım. | Open Subtitles | يبدوا أنني فقدت مساعدي الصغير لسحر بوب المشكوك فيه |
| Fotoğrafçı, ben de gizemli adamın büyüsü olmadığını söyledi. | Open Subtitles | المصور قال إنني أفتقر لسحر هذا الرجل. |
| Bu da, şu an Hawaii Üniversitesi'nde din profesörü olan Lee Siegel adlı bir arkadaşımın çok hoş bir kitabı. ve o bir büyü uzmanı, Hindistan'daki sokak büyüsü üzerine uzman, ki kitap da bunun hakkında "büyü ağı." | ç.n. "Net of Magic" | TED | هذا كتاب جميل لصديق لي اسمه " ليي سيقل و هو بروفيسور في الدين , في جامعة هاواي و هو متخصص في السحر, و متخصص في سحر الشوارع في الهند , و هو ما يتحدث عنه في الكتاب " شبكة ا لسحر |
| Eva'nın büyüsü için kaynak işlevinde kullanılıyorlar. | Open Subtitles | إذ استخدموا كمصدر لسحر (إيفا). |
| Vampirliğimden gelen büyü gücünü alıp daha fazla büyüye dönüştürebiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني امتصاص السحر من كينونة مصّاص الدماء لديّ وتحويله لسحر مزيد. |
| Şuradaki yazı, bir büyü koruması. | Open Subtitles | هذا النقش هو لسحر الحماية |
| Freya'nın dediğine göre Dahlia, Hope'un büyüsünü hissedip gelmiş. | Open Subtitles | قالت (فريا) أن (داليا) تنجذب لسحر (هوب). |
| Çünkü tılsım eski bir büyünün yarısı. | Open Subtitles | لأنها النصف الأول لسحر أثري عظيم |
| Bu şekilsizlik bir hastalığın veya bir enfeksiyonun sonucu değil çok güçlü bir büyünün sonucu. | Open Subtitles | التّشويه ليس نتيجةً لمرض أو لإصابة... بل لسحر قويّ. |
| Niles, Maris geçici olarak Gunnar'ın Alman cazibesine yenik düşmüş olabilir ama en sonunda akıllı ve duyarlı kişiyi seçeceğine eminim. | Open Subtitles | ربما استسلمت "ماريس" بشكل مؤقت لسحر "غونار" لكن في النهاية أنا متأكد أنها ستختار الرجل الذكي ورقيق الشعور |
| Ve Gideon' un cazibesine kapılma. | Open Subtitles | ولا يستسلم لسحر جدعون. |