| İblisi kovmak için, günah işlediği yere dönmek istedi. | Open Subtitles | أراد العودة إلى مكان خطاياه لطرد الشيطان |
| Şeytani ayakkabı ruhlarını kovmak için bir ilahi okumamı ister misin? | Open Subtitles | هل أنشد لك شيء لطرد الأرواح الشريرة للأحذية ؟ |
| Ve... huzursuz ruhları kovmak için adaçayı. Vebadan sonra kalede bir sürü huzursuz ruh var. | Open Subtitles | مرامية لطرد الأرواح القلقة هناك كثيرون في القلعة من بعد الطاعون |
| Bu yüzden şu anda Vatikan şeytan çıkarma Okulu'na gidiyoruz. | Open Subtitles | و نحن الآن في طريقنا لرؤية مدرسة الفاتيكان لطرد الشياطين |
| O şeyi vücudundan atmak için bol bol su içmeye çalış. | Open Subtitles | حاول أن تشرب الكثير من الماء لطرد هذا القرف منك |
| - Iraklı işgalcileri defetmek için ordusunu Afganistan'dan getirebileceğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرهم أنه يستطيع أن يحضر جيشه من أفغانستان لطرد المحتلين العراقيين من الكويت |
| Bu davayı içindeki şeytanı çıkarmak için bir fırsat olarak görüyorsun ama burada neyle karşı karşıya olduğumuzu bilmiyoruz. | Open Subtitles | وأعلم أنك تفكر بهذه القضية ،كطريقة لطرد اولئك الجن لكننا لا نعلم ما لدينا هنا |
| Liz ve TJ'lere gidip sebze tarikatını kovalayacaktık ya? | Open Subtitles | كنا سنذهب إلى منزل "ليز" و"تي جي" لطرد طائفة الخضراوات؟ |
| Kardinal Vasari ve adamlarını Fransadan kovmak için iki gününüz var. | Open Subtitles | لديك يومين لطرد الكاردينال فاساري والمحققين من فرنسا |
| Zaten insanları kovmak için bahane arıyorlar. | Open Subtitles | إنهم دائماً يتطلعون إلى عذر لطرد الناس هنا |
| Çok üzgünüm. Buraya insanları kovmak için dönmedim. | Open Subtitles | إنّي في غاية الأسف، لم أعد لطرد الموظّفين. |
| - Kötü ruhları kovmak için. - Aynen. | Open Subtitles | وهي يفترض أن تستخدم لطرد الأرواح الشريرة. |
| Şeytan kovmak için ne güzel bir gün! | Open Subtitles | هاهو اليوم المناسب لطرد الشياطين |
| Neden insanları kovmak için hususi bir oda gerekiyor ki? | Open Subtitles | لم تحتاجون غرفة مخصصة لطرد الأشخاص؟ |
| Öyle görünüyor. Koş, babanın şeytan çıkarma maşalarını getir. | Open Subtitles | يبدو ذلك ، اركضا وأحضرا أداة والدكما لطرد الأرواح |
| Sanık tarafından kurbana, sözde şeytani güçlerin kovulması için şeytan çıkarma ayini yapılmıştır. | Open Subtitles | طقوس لطرد الأرواح قام بها المتهم كان من المفترض أن يشفي الضحية عن طريق تخليصها من القوى الشيطانية |
| Din büyükleri Nak ve çocuğu ile ilgili bir şeytan çıkarma ayini düzenlediler. | Open Subtitles | طارد الارواح الكبير قام بتعويذة لطرد روح ناك واطفلها. |
| Mesele, daha kötü olmadan onların tekmeyi atmak için askere ihtiyaç duymaları. | Open Subtitles | المقصود انه يجب مساعدتهم لطرد هاؤولاء الجنود قبل تطور الامور |
| Fanatik düşmanı bu üsten atmak için binlerce Amerikalı hayatını feda etti. | Open Subtitles | الاف "الامريكان" اما جرحوا او ضحوا بحياتهم لطرد عدو شرس من هذه القاعده |
| Kötü ruhları defetmek için çevreye koyarsın. | Open Subtitles | تُوضع فى المكان لطرد الأرواح الشريرة |
| Kötü ruhları defetmek için çevreye koyarsın. | Open Subtitles | تضعينها في المكان لطرد الأرواح الشريرة |
| Canavarı açığa çıkarmak için biraz abartılı. | Open Subtitles | هناك الكثير من اللحوم لطرد الوحش |
| Liz ve TJ'lere gidip sebze tarikatını kovalayacaktık ya? | Open Subtitles | كنا سنذهب إلى منزل "ليز" و"تي جي" لطرد طائفة الخضراوات؟ |
| Tüm bu kedileri dışarda tutmak için bir mucizeye ihtiyacımız var! | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى معجزة لطرد القطط |