Yüzbaşı, onun erkek kardeşini öldürmüş olduğundan kendi çocuğunu taşıdığını bildiği hâlde onu terk edip, İngiltere'ye döndü. | Open Subtitles | لأنه قد قتل أخاها, فقد أختار الكابتن ان يهجرها ويعود الى انجلترا بعد معرفته بحملها لطفله |
çocuğunu görmeliydi. | Open Subtitles | الحاجة لرؤية شخص لطفله |
Jack Whelan da karısının 5 aylık doğmamış çocuğunu önemsiyordu. | Open Subtitles | جاك ويلان) يكترث) لطفله الذي لم يولد طفله ذو الخمسة أشهر الذي لم يولد من زوجته |
Karısının, doğmamış çocuğunu öldürmek istediğini bildiğini ya da Oenomaus'u gelişiyle Tanrıların bir ilgisi olmadığını ona söylersem... | Open Subtitles | إن أخبرته بأنكِ كنتِ تدرين نوايا زوجته في اجهاضها لطفله الغير مولود.. أو كيف أن الآلهة ليس لها دخل في تسليم (أونيمايوس).. |