| Çok naziksiniz. Bu arada, arabayı getirecek misiniz? | Open Subtitles | . هذا لطف منك بالمناسبة ، هل ستحضر السيارة معك ؟ |
| Çok naziksiniz. Almayacağım. Ben içebilir miyim? | Open Subtitles | هذا لطف منك , ولكن لا اعتقد أتمانع أن أخذ كأس واحد ؟ |
| Çok naziksin. Ama bunun doğru olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | هذا لطف منك لكني واثقة من أنه ليس الحقيقة |
| Çok naziksin, ama yakın gelecekte ona tek parça halde ihtiyacım var. | Open Subtitles | هذا لطف منك , لكني احتاجه قطعه و احده في المستقبل |
| Bizi bu şekilde karşılamanız gerçekten çok hoş, Bay Fielding. | Open Subtitles | إنه لطف منك أن تسلّم علينا علناً يا سيد فيلدنق |
| Öyleyse dolu olanı al. - Çok incesin. | Open Subtitles | خذي العلبة الكاملة هذا لطف منك |
| Çok naziksiniz Yüzbaşı. Seve seve kabul ederim. | Open Subtitles | ذلك لطف منك أيها الكابتن سيكون لي الشرف في أن أقبل |
| Ama evet, çok naziksiniz. _BAR_ Çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | ولكنه كذلك، ذلك لطف منك شكراً جزيلاً لكِ |
| -Çok naziksiniz. Ama bizim müziğimiz nasıl söylesem? | Open Subtitles | هذا لطف منك و لكن موسيقانا رومانيه بعض الشئ |
| Çok naziksiniz ama hizmet etmem gereken müşterilerim var. | Open Subtitles | هذا لطف منك يا سيدي و لكن لدي زبائن علي الاهتمام بهم |
| Çok naziksin. Ama bugün yeterince dondurma yedim tatlım. | Open Subtitles | هذا لطف منك, وبالرغم من هذا فلدي الكفاية من الآيس كريم اليوم يا حبيبي |
| Olmaz. Çok naziksin, ama sana yük olmak istemem. | Open Subtitles | ،كلاّ، هذا لطف منك لكني لا أريد أن أفرض نفسي عليك |
| Beni yakından tanıyacaksın. - Takılarımı da kendim yaparım. - Çok naziksin. | Open Subtitles | اصنع مجوهراتى بنفسى ايضا هذا لطف منك شكرا |
| - Çok naziksin. İkimiz de biliyoruz ki, herkes konuşur. | Open Subtitles | ـ هذا حقاً لطف منك ـ كلنا يعرف ماذا يقول الجميع |
| çok hoş olmuş bu. Yemek yazarınız da burada mı? | Open Subtitles | هذا لطف منك ذلك هل هو كاتب طعامك المفضل ؟ |
| Endişelenmen çok hoş ama onun hakkında yanılıyorsun. | Open Subtitles | لطف منك أن تهتم لكنك على خطأ بخصوص فنسينت |
| - Tatlım çok incesin. - Hayır, hayır onu değil. | Open Subtitles | عزيزي، هذا لطف منك - لا، لا، ليس هذا - |
| Tamam. Çok teşekkür ederim. Çok kibarsın ama benim işim bu. | Open Subtitles | شكراً جزيلاً لك، هذا لطف منك حقاً لكن هذه هي وظيفتي |
| Biliyor musunuz, bu çok güzel, ama ben taksiyle de gidebilirim, gerçekten... | Open Subtitles | أتعلم, هذا لطف منك, ولكن بمقدوري حقاً أخذ سيارة أجرة , حقاً... |
| Ne kibarca. Bir fincan. "Bir fincan" de bakayım. | Open Subtitles | كم هو لطف منك ، طبق القهوة قولي طبق القهوة |
| Çok kibarsınız. Üzülerek şunu sormalıyım. | Open Subtitles | سيكون ذلك لطف منك ولكني آسفة ، فيجب أن أسأل |
| Demek istediğim, çok nazik bir davranış, Gary ama doğru zaman değil. | Open Subtitles | ما أقصده ، هذا لطف منك غاري و لكنه ليس الوقت المناسب |
| Çok tatlısın hayatım. Bunların hepsi kirli. | Open Subtitles | هذا لطف منك يا عزيزى كل هؤلاء غير نظيفين |
| - Bunu söylemen büyük incelik. - Violet'ın mutlu olacağını biliyorum. | Open Subtitles | ـ هذا لطف منك أن تقولي هذا ـ وأنا أعلم أن فيوليت ستكون سعيدة |
| Şapka taksan iyi olur. Teşekkür ederim. Çok düşüncelisin. | Open Subtitles | الأفضل أن تعتمر قبعة شكرا لك هذا لطف منك |