| Kuzenlerimle oynuyorum, çok da tatlılar ama aynı zamanda çok uğraştırıyorlar ve ben daha anne olmaya hazır değilim. | Open Subtitles | ألعب مع أولاد عمي وهم لطيفون جداً ولكنهم يحتاجون للكثير من العمل أيضاً وأنا لست جاهزة لأكون أماً |
| Yapma Brick. Seni sevdiler ve çok tatlılar. | Open Subtitles | لا يا بريك إنهم يحبوك وهم لطيفون |
| Affedersiniz,yanlış anlamayın. Tavşanları severim. sevimli ve sevişgendirler. | Open Subtitles | أنا آسف، لا تُسيئي فهمي، أنا أحبّ الأرانب فهم لطيفون ومُثارون |
| Eğer yine bizi maden kazarken yakalarlarsa, aynı şekilde nazik olmayabilirler. | Open Subtitles | إذا أمسكونا ننقب في الجبل ثانيا قد لا يكونوا لطيفون |
| Çok tatlısınız, ...öpüşmek için gizlice projeksiyon odasını sızmanız falan. | Open Subtitles | إنكم لطيفون للغاية يارفاق.. تتسللون إلى حجرة العرض من أجل أن تسترقوا قبلة |
| Çok iyiler. Yanında olmaları harika. | Open Subtitles | إنهم لطيفون للغاية من الممتع أن تكون بصحبتهم |
| Daha nazik ve kibar Kızıl Şahin birliği. | Open Subtitles | أنهم صقور حُمر لطيفون ومُهذبون |
| - Bence çok şirinler. - Pearl, sus artık. | Open Subtitles | ـ أعتقد بأنهم لطيفون ـ أغلق فمك يا بيرل |
| Seni yalnız bırakmamaya başlayana kadar tatlılar. | Open Subtitles | إنهم لطيفون إلى أن لا يتركوكِ في حالك |
| Çok tatlılar. | Open Subtitles | إنهم لطيفون للغاية |
| Çok tatlılar. | Open Subtitles | إنهم لطيفون جدا |
| Çocuklarına bayıldım. Çok tatlılar. | Open Subtitles | -أحببت أطفالكِ ، أنهم لطيفون للغاية |
| Ama hepsi sevimli insanlardır ve bu gibi şeylerde tecrübelidirler. | Open Subtitles | لكنهم جميعاً أناس لطيفون وإنهم خبراء جداً في هذا النوع من الاشياء |
| Zeki, hızlı ve sevimli, aynı zamanda yumuşacıktırlar. | Open Subtitles | نينجا صغار محبوبين إنهم أذكياء، و سريعون و لطيفون و كاللعبة في ذات الوقت |
| Evet, ayrıca sevimli ve güvenilirler. | Open Subtitles | أجل، ذلك، وهمّ لطيفون ويُعتمد عليهم، |
| Kenarban'lar nazik insanlar, ve bizimle arkadaş olmak istiyorlar. | Open Subtitles | انهم أناس لطيفون ويريدون أن يصبحون أصدقاء لنا |
| "Mükemmel bir yolculuk. Buradaki herkes çok nazik ve cömert. | Open Subtitles | كانت رحلة رائعة، الجميع هنا لطيفون و كرماء |
| Bunu yaptığınız için çok tatlısınız. | Open Subtitles | حسنا, انتم لطيفون جدا لقيامكم بهذا |
| Bunu yaptığınız için çok tatlısınız. | Open Subtitles | حسنا, انتم لطيفون جدا لقيامكم بهذا |
| Ve ayrıca, komşular çok iyiler. | Open Subtitles | بكم ؟ و الجيران كذلك لطيفون للغاية |
| Etrafta bir sürü kibar, nazik erkek var. | Open Subtitles | الكثير منهم لطيفون شبان رائعون بالخارج |
| Baksana ne kadar şirinler. | Open Subtitles | انظروا كم هم لطيفون |
| Kiliselerde hoş erkekler ve arasırada tatlı çörek var. | Open Subtitles | يوجد رجال لطيفون بالكنائس وأحياناً فطائر محلاة |