| Önce mideye indirmek için öldürdüğümüz hayvanların sayılarını alalım, geride kalanlara nazik olmak için ondan sonra kaygılanırız. | TED | لنأخذ أعداد الحيوانات التي نقتلها من أجل الأكل، عندئذ سنقلق حول كوننا لطيفين تجاه تلك المتبقية. |
| Beni neredeyse tanımayan insanlar bana karşı annemden ve babamdan neden daha nazik? | Open Subtitles | كيف لناس للتو تعرفت عليهم ..أن يكونوا لطيفين معي أكثر وافضل من والداي الحقيقيان ؟ |
| Onları tanıyınca, çok tatlı olduklarını görürsünüz. | Open Subtitles | ستجدهم لطيفين للغاية، بمجرد أن تتعرف إليهم. |
| sevimli bir çifte ilk çocuklarında yardım etmek için bu işin içinde değilsin. | Open Subtitles | أنت لم تدخل نفسك في هذا الأمر بغيةَ مساعدة زوجين لطيفين يحظون بأول طفلٍ لهم |
| Umarım bu gece hoş tipler vardır. Dün gecekiler hoştu. | Open Subtitles | أتمنى أن يأتي بعض الشبان الوسيمين الليلة، كانوا كلهم لطيفين البارحة |
| Tamam,farkındayım çok tatlı ve köpek gibi tüylü değiller öyle olmaları gerekse de, ama yine de yeterince tatlılar. | Open Subtitles | اعني, اناعلى علم بأنهم ليسوا رقيقين ولطيفين كما كان مقدر لهم ان يكونوا .. لكنهم لطيفين بما يكفي |
| Bilmeni isterim ki, çok şirin olmadıkları takdirde asla sokakta tanıştığım biriyle çıkmam. | Open Subtitles | اريد منك ان تعلم من انني لا اختار الرجال من الشارع إلا إن كانوا لطيفين جداً |
| Beni neredeyse tanımayan insanlar bana karşı annemden ve babamdan neden daha nazik? | Open Subtitles | كيف لناس للتو تعرفت عليهم ..أن يكونوا لطيفين معي أكثر وافضل من والداي الحقيقيان ؟ |
| Çocuklar, Anneniz bunun için çok çalıştı. nazik davranın. | Open Subtitles | كفى, كفى, يا اولاد, امكم عملت بجد على هذا.كونوا لطيفين |
| Eşcinsel kankalar bana her zaman nazik davrandı. | Open Subtitles | أعني,الرجال الشواذ كانوا دائما لطيفين معي |
| Ama nihayetinde çoğu insan tatlı, o yüzden rahat ol. | Open Subtitles | لكن ، على كل حال,يا صاحبي. الكثير من الناس لطيفين, لذا أسترخي |
| Ezeli düşman olsalar bile birlikte çok tatlı görünmüyorlar mı? | Open Subtitles | ألا يبدوان لطيفين معا مع أنهما عدوان لدودان ؟ |
| Fakat siz ikiniz çıksanız, iki bilim adamı böyle yan evdeki sevimli çift gibi görünseniz, size hemen güvenirdim. | Open Subtitles | ولكنكما ستظهران كعالمين ورغم ذلك تبدوان كزوجين لطيفين من البيت المجاور، وفجأة أثق بكما. |
| sevimli bir çift oldular, değil mi? | Open Subtitles | انهما يبدوان كأزواج لطيفين أليس كذلك؟ |
| sevimli bir çift oluşturuyorsunuz. | Open Subtitles | أنتما الإثنين تشكلان زوجين لطيفين |
| Bir gece olsun çocukların şık giyinmesi hoş olur dedim. | Open Subtitles | أعتقدت بأنها ستكون ممتعة لليلة واحدة إذا أصبح كل الأطفال يبدون لطيفين |
| Göğsünde reklam yapmak yeni ve hoş adamlarla tanışmak için müthiş bir yoldur. | Open Subtitles | بل أظن ذلك هذا النوع من الملابس طريقة رائعة لمقابلة شباب لطيفين |
| Kesinlikle çok tatlılar. | Open Subtitles | حسناً .. إنهما بالتأكيد لطيفين |
| Onları o kadar şirin yapıyorlar ki, uyurken boğamıyorsun. | Open Subtitles | السبب أنه يجعلهم لطيفين جداً حتى لا تخنقهم في نومهم |
| Siz çocuklar birlikte çok şekersiniz. | Open Subtitles | يارفاق انتم الاثنين لطيفين مع بعضكم البعض |
| Çok nazikler, Edley Ailesi. | Open Subtitles | إنّهم لطيفين للغاية، عائلة ادليز. |
| Her şeyden önce Michael ve Geoffrey çok Sevimliler. | Open Subtitles | حسناً أولاً مايكل وجيفري لطيفين جداً شكراً لك |
| Büyük para kaybetmenizden dolayı ödemenizi beklemeleri konusunda epey naziktiler. | Open Subtitles | لقد كانوا لطيفين لأنتظارهم لك لتردي دينك من خسارتك كبيرة |
| Onlar en azından naziklerdi. Babansa çok kaba. | Open Subtitles | ولكنهما على الأقل كانا لطيفين معي والدك يُسيء إليّ |
| Çok iyi davrandılar. Senin gibi beni de evlat edinmelerini istemiştim. | Open Subtitles | لقد كانا لطيفين للغاية، أردتهما أن يتبنياني كما فعلا معك |