| yaşlı bir cadının iğrenç konuşmalarını dinlemek isteseydim annemi aradım. | Open Subtitles | اذا رغبت بالاستماع لعجوز شمطاء تتكلم بقذارة، كنت ساتصل بوالدتي |
| yaşlı bir adam için gerçekten modern bir ev. Not: Kame: | Open Subtitles | إنه يملك منزلاً عصريًا بالتأكيد بالنسبة لعجوز |
| Sonra çılgın kostümlerine para bulabilmek için... tekerlekli sandalyedeki Bir ihtiyara bakıyor. | Open Subtitles | ثم تذهب تطبخ و تغسل لعجوز عاجز من أجل المزيد من المال |
| Bir ihtiyara göre. | Open Subtitles | بالنسبة لعجوز. |
| En kötüsü de benim gibi yaşlı bir aptalı, hâlâ bir amacım olduğuna inandırdın ve ne olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | وأسوأ ما في الأمر أنك سمحت لعجوز حمقاء مثلي أن تؤمن بأن لها فائدة أنني مازال لي هدف، أوتعلم؟ |
| Hep ihtiyarlık kokusu sanırdım. | Open Subtitles | -أعتقدت دائماً أنها رائحة نتن لعجوز |
| Benim gibi yaşlı bir bekar nerede ikinci el mobilya bulabilir? | Open Subtitles | من أين يمكن لعجوز مثلي أن يشتري بعض الأثاث ؟ |
| Yaşlandıkça, benim gibi yaşlı bir aptalın başına gelmiş en iyi şeyler olduğunuz daha da belirginleşiyor. | Open Subtitles | كلما كبرت في العمر كلما توضح لي انكما أفضل شيئ حدث على الاطلاق لعجوز أحمق مثلي |
| Ne zaman tekerlekli sandalyedeki yaşlı bir bayana sözlü olarak sataştım. | Open Subtitles | متى في حياتي نزعتُ لعجوز كرسيا متحرّكا ؟ |
| Kitabın başında yaşlı bir kadın baltayla öldürülüyor ve kitaba göre sempati duymamız gereken ana karakter katilin ta kendisi! | Open Subtitles | جريمة قتل لعجوز بالفأس أول الكتاب والشخصيه الأساسيه الذي من المفترض أن يشعر بالتعاطف |
| Bir ihtiyara göre. | Open Subtitles | بالنسبة لعجوز. |
| Benim gibi yaşlı bir profesyonel için, fazlasıyla frapan ve ölçüsüz ama şirin bir kızın, çeyrek milyon dolardan daha mı önemli olduğunu söyleyecektim? | Open Subtitles | بأن فتاه جميلة مثلكِ ..... تعنى لعجوز مثلى أكثر من ربع مليون دولار ؟ |
| Hep ihtiyarlık kokusu sanırdım. | Open Subtitles | - لعجوز نتن رائحة أنها دائماً أعتقدت |