| Bu arada ablan Laurie, hafta sonu için üniversiteden eve gelecek. | Open Subtitles | بالمناسبه.. اختك لوري قادمه للمنزل من الكليه لعطلة نهاية الاسبوع |
| Ama hafta sonu gelemeyeceksin. | Open Subtitles | ولكن هذا يعني أنك لا يمكن أن يأتي لعطلة نهاية الاسبوع. |
| Babası, Peter, dul, hafta sonu için evde yalnız kalmış. | Open Subtitles | ارمل, ترك المنزل لها لعطلة نهاية الاسبوع |
| Yapma Elliot, hafta sonu için izin ver. | Open Subtitles | أرجوكٍ اليوت دعيني استعيرها لعطلة نهاية الاسبوع فقط |
| Su kenarında 5 yıldızlı bir otlede geçireceğimiz bu haftasonu için uzaklara gidiyoruz. | Open Subtitles | لعطلة نهاية الاسبوع سنبقى في منتجع 5 نجوم |
| Üzgünüm, hafta sonu düzüşmek için anahtarınızı çaldım. | Open Subtitles | عذرا، ولكن أنا سرق الشقة الخاصة بك لعطلة نهاية الاسبوع. |
| Yani, o hafta sonu için gittiğinde bile ben kafayı yiyorum. | Open Subtitles | أفقد رشدي عندما يغيب لعطلة نهاية الاسبوع |
| İki kadın da hafta sonu yetecek kadar elbise ve tuvalet eşyası dolu bir çanta hazırlamış. | Open Subtitles | كلا المرأتان وضبتا حقيبة بها ملابس تكفيهم لعطلة نهاية الاسبوع |
| hafta sonu için de olsa geri dönmene sevindik tatlım. | Open Subtitles | نحن فقط سعداء جداً انك عدت عزيزتي حتى لو كان فقط لعطلة نهاية الاسبوع |
| hafta sonu onlarla kalacaksın. | Open Subtitles | أنت ستعمل يكون البقاء معهم لعطلة نهاية الاسبوع. |
| Senin de bildiğin üzere bu hafta sonu işlerimi yetiştirmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | اسمع، كما تعلم إنّي أنجز جدول .عملي لعطلة نهاية الاسبوع |
| Çünkü önümüzdeki hafta sonu galiba çöle gideceğim. | Open Subtitles | لعطلة نهاية الاسبوع المقبل، وأعتقد أنني ذاهب إلى الصحراء. |
| Buraya hafta sonu için Los Angeles'dan geldim. | Open Subtitles | أنا هنا لعطلة نهاية الاسبوع من لوس انجليس |
| Rainer bu hafta sonu beni Cabo'ya götürecek. | Open Subtitles | راينر سياخذني إلى كابو لعطلة نهاية الاسبوع. |
| Son zamanlarda fazla vakit geçirmediğimizin farkındayım fakat bu hafta sonu için Cabo'da mükemmel bir villa tuttum ve oraya özel birini götürmek istiyorum. | Open Subtitles | مهلا أنا أعلم أننا لم تنفق مع بعضنا لبعض في الآونة الأخيرة ولكني حصلت على فيلا مذهلة في كابو لعطلة نهاية الاسبوع |
| hafta sonu bizimle takılmak için Rhode Island'tan geliyor. | Open Subtitles | وهي الخروج لعطلة نهاية الاسبوع. |
| hafta sonu Raleigh-Durham'dalar. | Open Subtitles | إنها في "رالي دورهام" لعطلة نهاية الاسبوع |
| Tim dinle, seni sadece hafta sonu çocukları yanına alman için aramadım. | Open Subtitles | اسمع يا (تيم)، لمْ أتّصل بك لأخذ الأولاد لعطلة نهاية الاسبوع فحسب |
| Ve sadece hafta sonu için değil. | Open Subtitles | و ليس فقط لعطلة نهاية الاسبوع |
| Sadece haftasonu için gidiyoruz. | Open Subtitles | نحن سنذهب لعطلة نهاية الاسبوع فقط |
| haftasonu için geldik sadece. | Open Subtitles | نحن هنا فقط لعطلة نهاية الاسبوع. |