| Bu aslında bu hastayı tedavi etmekte kullandığımız akıllı bir bio-malzeme. | TED | هذه في الواقع مادة حيوية ذكية استخدمت بالفعل لعلاج هذا المريض. |
| Byron Moore'un tedavi araştırmasına yardım etmesini sağladım. İyi misin? | Open Subtitles | أقنعته بتمويل بحث جديد لعلاج حالة بايرون مور أأنت بخير؟ |
| "Depresyon, yüksek tansiyon, mide gazı ve bağırsak sendromu tedavisinde kullanılır." | Open Subtitles | يستخدم لعلاج الإكتئاب, التوتر العصبي إنتفاخ المعدة و متلازمة تهيج الأمعاء |
| Onu almamız için ameliyat olmanız ve kemoterapi ve radyasyon tedavisi görmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | علينا أن نجري جراحة لازالته و عليك أن تخضع لعلاج اشعاعي و كيميائي |
| Kırık kalbinizi iyileştirmek için hayatınızdaki o boşlukları bulmalı ve doldurmalısınız, hepsini kastediyorum. | TED | لعلاج تحطم قلوبكم، عليكم تحديد هذه الفراغات في حياتكم وملؤها، وأقصدٌ جميع الفراغات. |
| 10 dakikan var, adamı tedavi et, ve mızmızlanmayı kes. | Open Subtitles | أضع عشر دقائق من وقتك لعلاج الرجل و كفاك انتحاباً |
| 10 dakikan var, adamı tedavi et, ve mızmızlanmayı kes. | Open Subtitles | أضع عشر دقائق من وقتك لعلاج الرجل و كفاك انتحاباً |
| Tahminimizce, Clark'a bunu yapan çocuk hafızasını sildirmek için bir tür tedavi görüyor. | Open Subtitles | أعتقد أن الشاب الذي فعل هذا بكلارك يخضع لعلاج ما لكي تمحى ذاكرته |
| Ve yaşlı adamı burun akıntısı ilginç bir renkte olsaydı tedavi ederdin. | Open Subtitles | وأنت على استعداد لعلاج شخص معمّر لو كان لون مخاطه مثيراً للاهتمام |
| 1600'lerde insanlar nefes kontrolünü ereksiyon bozukluğuna tedavi amaçlı kullandılar. | Open Subtitles | في القرن السادس عشر، الناس استخدمته لعلاج العطل القابل للإنتصاب |
| Alkol bağımlığı ve depresyon için hiç tedavi oldun mu? Hayır. | Open Subtitles | هل خضعتِ لعلاج إدمان الكحول أو الإكتئاب قبل أن يعود رشدكِ؟ |
| Odaklanmış ultrasonu beyindeki lezyonların tedavisinde kullanma düşüncesi aslında hiç de yeni değil. | TED | هذه الفكرة المتمثّلة في تسخير الموجات فوق الصوتية المركّزة لعلاج الآفات في الدماغ ليس جديدة على الإطلاق. |
| Yanık tedavisinde yapılan her şey-- temelde yaklaşımımız çimensel, | TED | كل ما نقوم به لعلاج حالات الحرق هو عمل جراحة تجميلية |
| Kanser tedavisi için 21. yüzyılın tıbbı tedavilerine ve ilaçlarına sahibiz; ama teşhis için elimizde hala 20. yüzyılın prosedür ve işlemleri var, o da eğer varsa. | TED | لدينا اليوم علاجات طبية وأدوية لعلاج السرطان من القرن 21، لكن ما زلنا نعمل بإجراءات القرن 20 في التشخيص، وهذا إن وجدت. |
| Bu bakteriler, enfeksiyon tedavisi için geliştirdiğimiz, hepsi değilse bile, birçok antibiyotiğe karşı dirençli hale gelmişlerdir. | TED | وهي البكتيريا التي أصبحت مقاوِمة للكثير، إن لم يكن لجميع المضادات الحيوية التي قمنا بتطويرها لعلاج هذه الالتهابات. |
| Benden de hiç yakalanmayacağım bir hastalığı iyileştirmek için sürekli bağışta bulunmam isteniyor. | Open Subtitles | الناس يطلبون منى التبرع بنقود لعلاج بعض الأمراض انا حتى لن اصاب بها |
| Tümör iyi huylu çıktı bu yüzden radiasyon tedavisine gerek yok. | Open Subtitles | والعينة كانت سلبية, اذن تشك لن يحتاج لعلاج الاشعة الكيميائية؟ .. |
| Hey topal kıç, sayende bu aptal terapi gemisinde tıkılı kaldık. | Open Subtitles | بفضلك، نحن عالقين في قارب مخصص لعلاج صراعاتنا. أنا الشخص الممل؟ |
| Kendini kaybetmeye başladın. terapiye ihtiyacın var. | Open Subtitles | لقد بدات تنهار قد تحتاج لعلاج نفسي انت نفسك |
| İkinci seçeneğiniz; iyileşme ümidiyle erken tedaviye başlamaktır. | TED | خيارك الثاني: هو الخضوع لعلاج مبكر مع الأمل بالشفاء منه. |
| Hipnoterapi gerçek tedavinin yerine geçmez. | Open Subtitles | التنويم المغناطيسي ليس بديلاً لعلاج حقيقي |
| Bir çeşit kızıl derili grip ilacı. | Open Subtitles | انه نوع من الدواء الهندي لعلاج الانفلونزا |
| ve sonra grup terapisine katıldım, tam felaketti. | Open Subtitles | ثم ذهبت لعلاج جماعي والذي كان كارثة كبيرة |
| Bu tedavi şekliyle aynı hareket eden ve kanser hastalarının tedavisinde kullanılan birkaç çeşit ilaç şu anda piyasada. | TED | وهناك الآن نوعان من الأدوية في السوق يُستخدمان لعلاج مرضى السرطان ويعملان بالضبط بهذه الآليّة. |
| Kendi insanlarını bile iyileştirecek kadar Cipro'ları yok. | Open Subtitles | ليس لديهم ما يكفي من سيبرو لعلاج جميع الناس. |
| Bu yüzden büyük çatlakları iyileştirmenin en iyi yolu, betonun kendisine yardım araçları vermektir. | TED | إذا ربما الطريقة الأفضل لعلاج الشقوق الكبيرة هي إعطاء الخرسانة الأدوات لتساعد نفسها. |